Ruhuma basan mevsimi akıttım

Bir poyraz esti serinledim

Bembeyaz huriler indi dünyaya

Zambakları vardı, sade çiçekleri

Üzerlerinde bir ferahlık bir mavilik

Ege'den sindirmişler denizin huzurunu

Sıcaklığı kavurmuyor beni güneşin

Yalnızlığıma geriliyor aydınlık zuhuru


Başım eğildi dizlerim çöktü yazıma

Göğsümde yanık ellerim kavuştu

Tekrardan yaratıldı ayrık hücrelerim

Kalp acım dindi mazime rağmen

Kendisiyle buluşturdu beni

Serdiğim örtümün açtı önünü

Neşem yeniden, ben şimdi en güzelken

Hatıra gemisi uğurlandı penceremden


Laleli durağında yaz, gökte güvercinler

Kış fırtınasının kopuk dalı esmiyor

Uçurmuyor pembesini güneşin

Sevdiğimiz gibi batıyor gün

Bir omuz da sımsıcak el yeter

Manzara güzelken ve iyiyken yüreğimiz

Silmişsek hüznün namesini tahtadan

Şimdi daha değerlidir güzide emeğimiz


Kıpkırmızı can şöleni bu güller

Savrulmasın diye dalından tutuyorum

Uzaklaşıyor evimden gri toz bulutları

Yeni dilekler sarkıtıyorum hayat ağacımdan

Büyükçe nazarlık ve ince renkli ipler

Gözlerimi yumarken yüzümde tebessüm

Ellerim soğuktan çıkmış tenim sımsıcak

Ben yeni bir mevsimin yolunu tutuyorum