Ruhuma basan mevsimi akıttım
Bir poyraz esti serinledim
Bembeyaz huriler indi dünyaya
Zambakları vardı, sade çiçekleri
Üzerlerinde bir ferahlık bir mavilik
Ege'den sindirmişler denizin huzurunu
Sıcaklığı kavurmuyor beni güneşin
Yalnızlığıma geriliyor aydınlık zuhuru
Başım eğildi dizlerim çöktü yazıma
Göğsümde yanık ellerim kavuştu
Tekrardan yaratıldı ayrık hücrelerim
Kalp acım dindi mazime rağmen
Kendisiyle buluşturdu beni
Serdiğim örtümün açtı önünü
Neşem yeniden, ben şimdi en güzelken
Hatıra gemisi uğurlandı penceremden
Laleli durağında yaz, gökte güvercinler
Kış fırtınasının kopuk dalı esmiyor
Uçurmuyor pembesini güneşin
Sevdiğimiz gibi batıyor gün
Bir omuz da sımsıcak el yeter
Manzara güzelken ve iyiyken yüreğimiz
Silmişsek hüznün namesini tahtadan
Şimdi daha değerlidir güzide emeğimiz
Kıpkırmızı can şöleni bu güller
Savrulmasın diye dalından tutuyorum
Uzaklaşıyor evimden gri toz bulutları
Yeni dilekler sarkıtıyorum hayat ağacımdan
Büyükçe nazarlık ve ince renkli ipler
Gözlerimi yumarken yüzümde tebessüm
Ellerim soğuktan çıkmış tenim sımsıcak
Ben yeni bir mevsimin yolunu tutuyorum
Leylî
2022-07-25T23:50:27+03:00Mısra Ergök, çok teşekkürler
Mısra Ergök
2022-07-25T11:02:30+03:00Şiirin bıraktığı etkiden çok hoşlandım, hissettirdiniz, kaleminize sağlık.
Leylî
2022-07-25T09:24:48+03:00Teşekkür ederim :)
Meriç Koç
2022-07-25T00:52:24+03:00Güzeldi, beğendim. :)