bin asır önce edilmiş yemin kadar kutsal,

ve bin asır sonraya ışık tutacak kadar parlak.

ölüm uykusuna dalan ruhumun son vasiyeti,

tütün dumanı kokan kefenimin ilk düğümü,

karanlık gecemin parlayan ilk yıldızı,

günün ışığıyla açılan gözlerimin ilk rüyası,

gözleriyle hakikati haykıran kadın…

tut elimi!

cennette sunulacak şarap gibi kızıl göğsüm

bir hiç uğruna kanamasın,

arda’da var oluşumun kanıtı düşüncelerim

bir rüyayla son bulmasın!

ben;

kahrı perişan olmuş bedenlerin son temsilcisi,

hükmüyle göğü yerin üstüne süs yapanın şahidi!

zihnimin içinde beliren her düşünceye

and olsun

uçup konduğum her yer senin için gölge,

babam adem’in cennetten çaldığı bir arpa,

cennette ayaklarının altında olacak!