körelmiş kalemimin son yazgısı 

yüreğimden süzülen bu kurumuş kan pıhtıları

acı ve ihanetle yıkanmış ruhumun

bir zeytin ağacının gölgesinde son uyuyuşu

güneşin son kez senden habersiz doğuşu

ve son kez haykırışım içimden 

hayatın anlamsız oluşu

sevgiyle ilk yıkanışı bu bedenin

bir tebessümle kanatlanıp diyardan diyara ilk uçuşu ruhumun

bir çift gözün içinde var olan sonsuzlukta

ilk kayboluşu

şimdi 

geç kahrından parçalanmış aynanın karşısına 

bak hiç bakmadığın gibi gözlerinin tam orta yerine

haykır 

ihtimaller içinde bulunan ihtimallere

haykır 

seni var edecek hissin güzelliğine

kimsenin inkar edemeyeciği doğrularla

sev

kimsenin göremeyeceği gözle bak

ve kimsenin bilemeyeceği bir şey söyle 

usul usul onun kulağına yaklaşarak

her şey ufak bir tebessümle başladı

ve

kıskandı denizler altında yatan herbir inci senin

güzelliğini