Yüzüm değiyor verdiğim sözlere


Uzun uzun konuşayım istiyorum

Anlatayım sen kaldın diyen iblisin yüzüne

Arzusunda aklımı yarıma çeken kordan,

İştahında canımı çekip alan sana doğru


Varsa hini delirsin de koparsın gövdemi

Alıp algınlardan, şandı şerefti sormadan kırıp

Yaz sabahlarından ölüm çeken soluğum niye

Sevgilim kara büyülerle giriyorken damarımdan

Bu kuşkusuzluk, tavında dövülmeyen gönlüm eyvah

Vereceğim, koparıp sunacağım savlarımı


Seni kendimle zehirliyorum sevgilim

Beni kendinle suluyorsun büyürüm diye

Oysa sana tablolar, sanatlar çağıran bu taç yapraklar

Zıkkıma çağırıyor aç kartalları bile

Ve baksan yüzüme pençe gibi geçecek gözlerinle

Belki katlime delil ışığı tutuyorsun.


Kızıl miftahlar iniyor öptüğüm yerlerinden

Beni mahrem, seni kapayıp üzerime 

Kan desen değil, zehir desen tanımam

Sen geçirdikçe tırnaklarını boynumdan bana doğru

Aklımı evvel aynalarına pazar ediyorsun sanıyorum


Devir beni sevgilim

Ben aşkı senden bileceğim öyleyse

Neydi var olmaktaki endişe

Ya dilinde cennet ve muhtemel cehennemler

Beni yeniden, yalından, yalımdan oluşturacak

Karıştıracak öz suyunu huyuma,

Bizi derin denizlerde hayır

Alı bitmez ateşlerde çalkalayacak


Uzun uzun konuşayım istiyorum

Kaygısında tellerini çektiğim yollar

Düşündükçe üşüyen boynum sana kalırsa

Koşmak yara açar gibi rüzgarlara

Ve ısırmak istemek kan böyle mi çekilir?

Demem.

Bana soluğundan ver sevgilim.


Yüzümü arıyorum.


Fotoğraf: Umut Soyer