Çöpçüydü amcalarım

Çocukları utanıp

Temizlik işçisi derlerdi

Bense

Şehrin eğreti yüzüne bakıp

Sokakların temizliğinden utandım


Çocuktum o zamanlar

Cebimde iğde

Kasnaklı ipi

Cebimde

Platonik aşkımın gözleri

Hücum ederdim

Şehrin burçlarına

Şehir esner

Ben baktıkça uzaklaşır

Susardı

Bir punduna getirip

Beni kusardı

Yine de anlamazdım

Neden üzerimdekiler

Başkalarının elbisesiydi

Yaşamak benim için

Neden bir baş dönmesiydi…


Hayta günlerimdi işte

Uçarı

Serkeş

Sevgilimin

Başka oğlana bakması

Ne kadar da ağırdı

Oysa

Elli kiloluk çöp varillerini

Sırtlanan amcalarımdı


Dedem hizmetçisiydi

Ağaların beylerin

Ve temizlikçisiydi teyzelerim

Kentin esas sahiplerinin…

Bacılarının

Üniversite okuyan kardeşlerine

Harçlık gönderdiğini görünce

Anam gururlanırdı

Ama onları

Başkalarına hizmet ederken görünce

Yüreğini avucunda hisseder

Kadere küfreder

Ağlardı

Benimse en büyük derdim

Sivilcelerim

Ve saçlarımdı


O vakitler

Nasıl da gencim

Diyordum

Omuzlarım geniş

Kollarım güçlü

Bedenim diri…

Ama on dokuzumda

Bıyıklarımı

Yer çekimine emanet edince anladım

Dedemin tırpanda patlayan elleriydi

Avuçlarımı nasırsız yapan

Ve nenemin kamburuydu

Omurgamı dik tutan.


Öğretmendim artık

Üstüm başım hayat kokuyordu

Ve öğrenciler

Gövdemin kokusunu öğreniyordu

Şehre girmiştim

Yüzümü gizlemiyordum

Bana bakanlar

Arabalarına

Ve yazlıklarına benzediklerini anlıyordu

Kokumu alanlar

para koktuklarını anlayıp kaçıyordu

Şehrin yarasıydım yani

Küfürle deşilmiş yüreği

Sokakları

Ve apartmanları arşınlayan gölgem

Marşlara aşıladığım ıslığım

Bıyığım

Ve kavgaya hazır

Gergin kollarımla

Boğuk sesim

Ürperten omuzlarımla

Bir yara.



2 Mayıs 2018 Çarşamba

Manisa