Küçük burjuvazi isteklerle dolu heybem.

Kalenderliğim sınır tanımıyor.

Yazdığım kitap da dâhil,

Kitaplarla dolu kütüphanem.


Tanıdıklarım, tanıdığım gibi kalmıyor.

Haklı olmak artık mutlu etmiyor.

Yine dalıp gitmişim duvarlara,

Kilitlenmek isteyip bir an'a,

Bulutlardan şekil çıkartmak adına,

Uzanmışım çimlere yahut kumsallara.


Zaman gebe yine aynı şeylere.

Belli belirsiz gelip giden varoluş sancısı,

Çocukluk şimdi daha da ucuzmuş mahallelerde,

Meğer yediğim salçalı ekmek,

Y kuşağının son kamçısı.


Beyaz tülden bir perde gökyüzü,

Kapalı, hiç açmayacak gibi.

Ey yerini terk etmek zorunda kalan güzellikler!

Biraz ölüm alabilir miyim gurbetinizden?

Bana bir gün geleceğinizi söylediler.

Oysa ben hâlâ Godot'yu bekliyorum.


Anlam bütünlüğü olmayan şiirin içinde,

Özneler, cümle başlarında racon keserken cümlenin öğelerine,

Gitmek eylemini satın aldım.

Artık ben, yüklemlere binip uzaklara giden şairin tekiyim.

Bir yere ait hissetmeyişim bundandır.