dışımdan çoğalıp, içimden eksiliyorum

nar lekesi tımarhane duvarında

unuttuğum, koptu kopacak faydasızlık

üstümde belirsiz bir karanlık giysisi

kahrıma gülmekten vuruşlarla, dişlerim tükendi


karşımda insanlar

her biri ayrı bir düş

her biri ayrı bekleyiş

kimsenin elinde bile

aynı değil hiçbir titreyiş


görünen bu ya

anca beraber kalkınırız ayrılıktan

kalplerimiz ölmüştür

ellerimiz hayattadır

buradasındır, buradayımdır öyleyse

gözlerimde birçok şey

buradalığınla hoşlaşıyor


amaçsız bir veda

bize kalmayan her şeyin

sarıksız yara berelerinde

ölmek ikimize biçilmiş

bir yalan heybeti

işte bu da dönülmez bir yol

dönmek gerek.