Artık gecelerden bu şehre bakarken
Kırmızı kazağının sana
Ne kadar çok yakıştığını düşünmüyorum.
Bisikletli yaz akşamları,
Beyaz Tempra'nın korkusu
Ve değirmencinin kızı da yok artık.
Artık iple çektiğim mevsimler,
Tren yolculuklarım,
Pamukkale ekspresi de yok.
Gençken
Heves uğruna sigara içtiğim geceler yerini
Hayat gailesiyle efkarlandığım uykusuzluklara bıraktı.
“Ah ulan adam olmayacak benden,
Ah ulan turuncu ayakkabıların,
Ah ulan
Gençlik aşklarımı da aldılar elimden
Ah.”
İçimde bir orman yanıyor,
İçimde planlanmış hayallerim.
Tamı tamına yedi bardak su içtim
İçimdeki nehir gürül gürül akar diye bekledim,
Akmadı.
Bir Teoman şarkısı fısıldarken kendime
Kendimi batsın bu dünya şarkısıyla
Yatağımda buldum.
Başlamayan rüyaların yatağında.
Mutsuzluk Anna
Koca güneş sisteminde
Milyarlarca ışık yılı uzaktaki bir gezegen kadar yalnız olmak.
Mutsuzluk Anna
Geceleri balkonumda seni düşünüp
Yıldızları izlemekten ziyade
Ödenmeyen sigorta primlerini,
Kotarılamayan işleri,
İşşizliğimi düşünmek.
Mutsuzluk Anna
Konverslerin, kot pantolonların,
Tişört üstü gömleklerin artık yakışmaması.
Mutsuzluk Anna
“Bir yer var biliyorum, anlatamıyorum”
Demek.
Neyse, bitti.
Şiirin de takatimin de nihayetine geliyorum şimdi.
Artık gecelerden bu şehre bakmıyorum.
Hoş,
Gittiğim hiçbir şehirde artık seni görmüyorum.
Hasan Hüseyin Erol
2021-04-22T08:33:51+03:00Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için Kübra hanım.
Kübra KALENDER
2021-04-22T07:04:21+03:00Hasan bey yüreğiniz hep böyle güzel yazsın biz de okuyalım. Kaleminize sağlık, çok beğendim.