Mutsuzluk da mutluluk kadar yaşanmaya hakkı olan bir duygudur. Her daim geniş bir yürekle yaşamak olanaksızdır. Yeri geldiğinde düşüncelerimiz hıncahınç zihnimize saldıracak, yeri gelecek yaptığımız her şey anlamsız gelecek. O halde neden umutsuzluğa kapılıp batmaya mahkum ediyoruz kendimizi? Güneşli bir gökyüzünü herkes kucaklar. Peki bulutlu gök sahipsiz mi kalacak? Bundan kaçamayız. O halde Nietzsche'nin düşüncesi gibi kaderini sev, yazgını kabullen. (Amor fati) Ama korkakça değil, tam bir erdem haliyle kucakla onu. Bunu yaptığın an, bulutların kıvrımları bile daha anlamlı gelecek ve gök gürültüsü kulaklarında hoş bir melodi gibi yankılanacak. Durum tamamen bakış açısıyla alakalıdır. Mutsuzluğu da, mutluluk gibi kucakla. Onu dönüştür. Hiçbir duygu baki değil. Hiçbir acı sonsuza dek sürmeyecek. O halde kaşlarını ve omuzlarını serbest bırak. Sürüklenmek yerine fırtınayı izle ve emin ol, fırtına o kumları hak ettiği yere sürükleyecektir. O halde otur ve gülümse.