Namussuz ellerin,

Tuttuğu silaha bile hayrı yok

Gökten indirilmiş bir özlemle boğulmayı bilir ancak ellerin

Ateşlemeye cesareti yok

Bir kandil yakmayı seçtim karanlığına

Ki ben ne talihsizim, senin ihtiyacın olmadı hiç aydınlığa

Bilirsin belki, duvarda kazılı bir harf var

Harfler yüce masadaki tüm ellerden

Eller, ancak boğazıma sarılmayı bilir

Eller yas tutmayı, ıslanmayı, vurmayı bilir

Ve sarsılmayı ve sarsmayı

Boğum boğum parmakların nakış gibi işlenmeyecekse hayatıma, ancak namussuzluk bilir

Bilir o da ne yaptığını, ben bilmek istemedim hiç

Öğrenmek uzaklaşmak demek ellerinden

Uzaklaşmaya yürekli değilim

Kaçışırdık çatlaklı kaldırımdan çabuk çabuk

Gözlerinden sızan sular aitliği bilir

Ben acizliği bilirim

Namussuz ellerin

Ancak dilenmeyi bilir.