sonbaharın kaprisi kasvetiyle bizi yutana kadar
iskelelerden ve kiliselerden bir şarkı duyulacak
atlar paklayacak ölüme doğru koşarken
bir mermi süregelen her şeyi bitirir belki
ayazda kalmış ruhumu hangi ilmihal ısıtır
yine eve heybemde taşıdığım hüzünle dönüyorum
dilim kuru
gözlerim silik
insancıl duygularım kendisini hatırlatmak için fazla meteliksiz
ve benim çoğu şey için verebilecek kanım yok
her gördüğüne inanma çizdiğim kuş cansızdır
ama bir can bekler kanatlanmak için
nasıl kaçıyorum kendimden bir bilsen
bana ait bir şey bulamıyorum
zaman ve uzak
bir bir dökülüyorum sessizce
rüzgarına boyun eğmekten başka çarem yok
savrulurken bu boşlukta cinayetler görüyorum
bize bir kalp yetmez yaşamak için
geçen zamanın sessizliğini fark ettiğinde
sessizlik kocaman bir çığlığa benzeyecek
saatlere düşman olup aynalara bakamayacaksın
nasıl arınmak istiyorum çoğu şeyden, bir bilsen
insanlarım beni bırakmıyor
bıraksalar anlayacağım
bir şiire nasıl can verilir
her gördüğüne inanma yazdığım şiir cansızdır
karartılardan daralıp bir çiçeğe can vermem lazım artık
sesini duy diye artık sana yalvarmaktan vazgeçtim
çünkü artık biliyorum ki seslerimiz bile bizim değil
damarlarımı görüyorum
çığ gibi büyüyor ve çanların sesi birbirine karışıyor içimdeki kilisede
iskeleler gemilerini istemiyor
senin boynunda ve omuzlarında ne çok ihanet var sevdiğim
senin ihanetlerini şefkatimle karşılamaktan yoruldum
artık unut
bir bilsen süregelen yaşantımdaki yorgunlukları nasıl anlatamıyorum
insanlarım soruyorlar
bizi neden terk etmek istiyorsun
oysa ben kendimi terk etmek
bir okyanusa ya da mavzerli mahşerin kollarına kendimi bırakma ihtiyacı hissediyorum
aykırılığımın cezasını öteki kalarak ödüyorum
yani bu omurgam bile
zamana boyun eğiyor
ben artık azalmaktan haz duyuyorum
çünkü azalmak varlığımı bana kanıtlıyor
Betül Çelebi
2021-09-12T21:40:14+03:00"karartılardan daralıp bir çiçeğe can vermem lazım artık" içimde yankılandı, ne güzel bir şiir olmuş. Kaleminize sağlık 🍀
Emir Benlioğlu
2021-09-12T19:18:28+03:00yorumunuz ve düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum. kullanmış olduğum gravürün adını ve sanatçısını yazmayı unutmuşum.
The Mothers, 1922, Käthe Kollwitz