Yalnızlığına mı borçlu bu şeklini? Hiçbir şeyin baskısı altında kalmayanlar böyle mi görünür; oval midir şekilleri, yok mudur köşeleri, sivri uçları?


Düşünürken aklıma geliyor yine bir ovallik. Bu sefer kalabalıklar içinden; öyle kalabalık ve gürültülü, itici bir güç de var alıp götüren sorgusuz sualsiz ve direnemezsin bu güce. Direnenler de elbet olacaktır ama onlar da alacaktır nasibini, zamanla sivri uçları körelecektir. Önce kırılacaklardır gücün devamlılığıyla ve başlayacaklar yol almaya birbirlerine çarpa çarpa, sürüklene sürüklene şekil alacaklar. Yol boyu ufalanacaklar ve belki de geriye bir toz kalacak onlardan ya da öylece kalacaklar bir yerde sanki bir deniz ölüsü gibi. Yok yok, dünya tatlısı mı acaba?


Ne de güzel koşuyor suyun üstünde düşmek istemez gibi, sulu bir öpücükten kaçar gibi...

Kimden mi bahsediyorum? Denize fırlattığım taşlardan.