Bin boy büyük daha. Benden kessem bin kumaşa dizsem, sonra o kumaşları bir daha kessem bir daha büyük çıkar. Büyümekten şikayetçi değilsin belki ama bilirim, çocuk kalamamak yakar içini. Sen sayısız ateşten geçmişsin de dibine kıvrıldığın dizinin dememiş diye sana "kibritlerle oynama". Sen gene sevilmeyen bir çocukmuşçasına bu tavan üzerime yıkılır diye korkarak uyumuşsun. Dermişim ki ben hep gül kurusu yanakların ve haşin bakışların, birinciden sildirirmişsin daha siyah hissetmek için. Yüzlerce bomboş kağıdın varmış da sen sanki tuvallerin, duvarların okkasında biriymişsin. Tekrarlasana, seni benden başkası ne oğul bilir ne ata sayar canım. Ne oğul ne ata. Bırak geri kalanı da şeytan desin. Sen durulanamayan ateşinle herkese kor olsan da beni bırak yakmayı, ısıtmanın yanından dahi geçemezsin.