Halil'in koluna girdim. "Hadi beraber yürüyüş yapalım."

"Ben beraber yürümek istemiyorum Sevim. Tek yürüsem iyi olacak. Hem Tolga'yı bırakmam lazım."

"Tolga yok Halil, ben varım ve her zaman yanındayım, bunu bil!"

"Bana inanmıyorsun değil mi yine? Bana inanmıyorsun."

"Sana her konuda inanıyorum ve her zaman yanındayım ama bir şeylerin değişmesi gerekli."

"Tamam Sevim, lütfen git."

"Sevim ağlayarak eve gitti, gördün mü Tolga? Onu ben ağlattım işte! Seni bırakıp eve dönmeliyim, onu böyle bırakmamalıydım."

Kapıyı çaldım, Sevim açtı, onu öptüm, öptüm ve bin kere öptüm. Beni affet Sevim. O da beni öptü. Vücutlarımız birbirimize değiyor ve öylece suyun kıyıya fırlattığı kumlar gibi birbirimize değip yanıyoruz.

"Seni çok seviyorum Sevim."

"Ben de seni çok seviyorum."

"Akşama film izleyelim mi?"

"Olur, izleyelim..."

"Halil, bir şey diyeceğim."

"Söyle Sevim'im."

"Dans kursuna yazılalım mı?"

"Bilmem ki ben becerebilir miyim?"

"Yaparsın, lütfen ya. Bence çok iyi olur."

"Peki, sen araştır, bakarız."

"Araştırdım ben."

"Demek ki düşünmüşsün daha önceden sen." deyip burnuma bir parmağıyla dokundu.

"Yani..." deyip güldüm.

"Tamam, gidelim bakalım."

"Çarşamba günü gideceğiz."

"Hafta sonu olsaydı iyi olurdu."

"İşten çıktıktan iki saat sonra işte."

"Tamam tamam..."

"Çarşambayı merakla bekliyorum." Öpücük.

"Bende merakla nasıl yapamayacağımı bekliyorum."

"Yaparsın sen yaparsın..."

Çarşamba olmuştu, Halil'in gelmesini dört gözle bekliyordum. "Hadi hadi duşa." deyip sırtına vuruyorum.

O da "Tamam, acele etme, yeni geldim." diyor.

Bir hafta böyle heyecanlarla geçmişti ve Yasemin Hanım'ın yanına gitmek için

kapıyı kapatıp, el ele tutuşup otobüse doğru ilerledik... Hava bugün çok güzel.

On dakika erken geldik sanırım. Mine güleç yüzüyle yaklaşıp "Sanırım biraz erken gelmişsiniz, sizi biraz bekleteceğim." dedi. "Bir şey içer misiniz?" diye sordu.

Halil de ben de kahve söyledik.

Kahvemizi içtikten sonra ben çıktım merdivenlerden.

Yasemin Hanım, "Hoş geldiniz Sevim Hanım, bu ne güzellik... Gözlerinizin içi gülüyor, saçınızı boyatmışsınız." dedi.

"Evet öyle, değişiklik yapmak istedim. Mutluyum tabii. Halil ile mutlu olmam böyle hayatıma yansıyor sanırım."

"Nasıl? Halil Bey iyi mi? İlaçları kullanıyor değil mi?"

"Evet, kullanıyor. Geçenlerde arkadaşını sordum. Artık görmüyorum Sevim. Benim yanımda olduğun için sana teşekkür ederim, dedi.

"Çok sevindim Sevim hanım."

"Hı... bir de dans kursuna gitmeye başladık. Daha doğrusu ben istedim, ikimiz içinde değişiklik olur diye düşündüm, iş çıkışı haftada iki kez gidiyoruz. Halil de çok memnun."

"Çok sevindim Sevim Hanım. Her şeyin yoluna girdiğini görmek çok güzel."

"Sizin sayenizde Yasemin Hanım. Sizi iyi ki bulmuşum, iyi ki buraya gelmişiz. Bakın, hayatımız nasıl değişti. Birbirimizi yeni bulmuş gibiyiz ve daha sıkı bağlandık birbirimize."

"Çok sevindim Sevim Hanım. Anlatmak istediğiniz başka bir şey var mı?"

"Bir de düşündük ki belki annemlerin yanına, Kuş Adası'na yerleşiriz."

"Aaa, çok faklı olabilir. Halil Bey ne düşünüyor?"

"Yepyeni bir sayfa açarız diyor."

"Çok sevindim Sevim Hanım."

"Şimdi de Halil Bey'le konuşalım isterseniz."

"Tabii ki."


Halil, Yasemin Hanım'ın yanına çıkar.


"Halil Bey nasılsınız?"

"İyiyim, siz nasılsınız?"

"İyiyim ben de."

"Sevim Hanım'la aranız nasıl?"

"İyi vallahi Yasemin Hanım. Çok şükür iyiyiz, her geçen gün daha iyi oluyoruz gibi."

"Arkadaşınızla görüşüyor musunuz?"

"Yok, artık görmüyorum Yasemin Hanım. Öyle biri yoktu, yani fark ettim ben ama bazen üzülüyorum. Gerçeklerle yaşamak zor geliyordu. Sanırım kendi yaşadığım zorlukları onunla paylaşıyordum. Çocukluktaki şeyleri..."

"Sevim Hanım'la paylaşmayı düşündünüz mü bunları?

"Düşündüm de onu üzmek istemiyorum. Beni zayıf biri olarak görsün istemiyorum."

"Zayıf biri olsanız ne olur?"

"Beni sevmeyebilir."

"Bence Sevim Hanım öyle biri değil, sizi dinleyebilir ve anlayabilir. Ve hepimizin zayıflıkları vardır. Güçlü olduğumuz gibi güçsüz olduğumuz durumlar... Kendimizi o zayıflıklarımızla kabul etmeliyiz."

"Evet, haklısınız."

"Gittikçe sizi daha iyi görüyorum. Bu çok iyi."

"Ben de öyle görüyorum, kendimi buraya geldiğim için mutlu hissediyorum, bir şeylerin değiştiğini görüyorum.

"Çok sevindim Halil Bey. Bir sonraki hafta görüşmek üzere."

"Görüşmek üzere."