2 GÜN SONRA


"Mine, hemen Yasemin Hanım'ı ver. Çabuk, acil! "

"Tamam, veriyorum."

"Yasemin Hanım ne olur yardım edin! Halil suya atladı. Durumu anlatacağım size daha sonra, ne olur!"

"Tamam, neredesiniz? Hemen geliyorum."

"Bekliyorum, yardım ediyorlar buradakiler de. Hastaneye geçiyoruz, siz de oraya gelin lütfen."

"Tamam, sakin ol Sevim, sakin ol..."

"Neler oluyor Sevim? Bu halin ne? Halil nerede?"

"İçeride bakıyorlar durumuna."

"Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"

"Halil konuşmamız gerekli" dedim. Sevim bugün müsait değilim, daha sonra belki dedi. Tamam, haber bekliyorum. Bu konuyu konuşmamız gerekli dedim.

Sonra kapadık telefonu. Ben de bir şey yaptım. Evin önüne gittim, çıkmasını bekledim. O kadını görmek istedim. Bana tercih ettiği kadını. Bir yandan da içten içe ona kızıyor, öfkeleniyordum. Elinde bir kitap, o kitap işte, onu almış, mutlu mutlu yürüyordu. Sahile doğru indi. O an yakasından tutup adi herif, beni soktuğun şu hale bak demek istedim. Ama beklemeliydim, sadece o kadını görmek için beklemeliydim. Gitti, bir banka oturdu, ilk önce kitabı yanına koydu, uzunca denizi seyretti. Sonra kitabı eline alıp kitaptan bir şey okudu. Başını yana çevirip konuşmaya başladı ama anlayamadım uzakta olduğum için. Bir süre böyle devam etti. Sonra ayağa kalktı, denize doğru ilerledi ve kendini attı. Ona çok yakın bir yerde seyyar kitap satan bir çocuk vardı.

İlk bağırdım, yardım istedim. Bana yardımcı olup onu çıkardılar. Halil, iyi misin dediğimde senin ne işin var burada, Buse'yle oturuyorduk, bir çılgınlık yapmak istedik dedi. Sonra küçük çocuğa dönüp bu adam buradan kitap aldı mı, dedim. Evet abla aldı. Bazı zamanlar gelip bu banka oturup okuyor, dedi. Halil, beni mi takip ediyorsun sen, dedi. Gözlerim doldu, ağlamaya başladım. Şaşırdım kaldım öylece. Halil ilaçları kullanmayı bırakmış bir süredir Yasemin Hanım. Ben onun düzeldiğini sandım, düzelip o kadına gittiğini sandım. Öyle bir kadın yok, kendi kafasında yarattığı biriymiş. İçim yanıyor, ne yapacağımı bilmiyorum."

"Sevim Hanım, Halil Bey'in yatması gerekli artık."

"Tamam Yasemin Hanım, halledelim hemen, Halil'im düzelsin, başka bir şey istemiyorum. O halüsinasyonlar o kadar gerçek ki artık gerçekleri ayırt edemiyor. Öyle bir hasta düşünün ki kendi hastalığının farkında değil."


1 AY SONRA HALİL İLE KISA BİR KONUŞMA


"Kuş adasına gidelim be Sevim, solmayalım buralarda. İkimize de iyi gelecek. Sen de yoruldun be Sevim, biliyorum. Gidelim buralardan ha!

"Gidelim Halil, biliyorum, her şey çok güzel olacak. Ben inanıyorum, ben sana dünyalar kadar inanıyorum."

"Gitmeden önce Yasemin Hanım'a da uğrayalım, vedalaşalım."

"Tabii, olur."

Ellerini alır Sevim in: bir ellerin bir ellerim yeter.

Sevim de ellerini sıkıca tutar.




SON.