Çağlayarak akan nehirdeki suyun

İnsanı yürüdükçe aşındıran yolun

Yağmurları gökte gezdiren bulutun

Ve damarlarımdaki duru sıvının

İnanmıyorum artık beni de devindirdiğine


Hibiskuslar açarken mavi beyaz 

Çınarları sarartan mevsime küfrettim

Mapuslara mektup götürmeyen postaneye

Annemi hasta eden o çalıştığı hastaneye

Dişlerimi hep gıcırdata gıcırdata biledim

Zaman içindeyken zamansız yaşamaya

Öküzün boynuzları üstünde mekansızlığa

Alışamadım, siz gibi her gün hayret ettim

Alışamadım siz gibi her gün hayret ettim...


Sapmadığımız sapak kalmamıştı diyorduk

Göze almadığımız keskin viraj

Yokuş yoktu aşmaya zorlamadığımız

Sıratın bizi zorlayacağına ihtimal vermem

Her gün sıratlar geçen arkadaşlar tanıdım

Yüz çizgilerinden anladım neydi korkuları

Onları baş zebani gelse korkutamaz


Onların gözyaşlarıyla karılmıştır

Yeniden başlamak duygusunun harcı

Gürül gürül yaşamayı ölgün hisleri

Onlar öğretti durgun suda kulaçlar atmayı

Bir fiil üzerinden hayatı bilfiil yaşamak…

Kırılgan öfkeyi sessizce sevmeyi

Ve eylemek aşkı