Kurtuluş yok. İnsanlık, bilmediği bu karanlığın içinde sağa sola bocalayıp aydınlığa ulaşmak için olan her hareketinde daha da karanlığa batıyor. Bataklıklar kurumuyor. her yeni gün, insan denen anlamsız varlığa fazlaca verilmiş saat yükleri. Nefes al, nefes ver ve binlerce kez tekrar. Doğa, insanın etrafında onu yaşatmak için çevrelerken kuş sesleriyle gökyüzünü; o asla kendi karanlığından kurtulup o sesleri duyamayacak. Sahte gülüşlerle maskelenmiş o acınası hali, kalbi hızlı çarptığında kulağında zonklayan bir ses gibi ona acizliğini hatırlatacak.


Nefes al, nefes ver.

Ve binlerce kez tekrar.


Sahi hangi felsefe açıklar, hangi filozof sorar bu soruyu kendisine; ruh ile ayrıysa madde, gözyaşı ile acı neden ayrılmaz birbirinden. Ben filozof değilim, bu da zaten soru değil, ama merak ederim. Gökyüzünün ağlaması yağmur, öfkesi şimşek ise eğer, hiç güneş açmaz mı bu insan denen gökyüzünde?


Nefes al, nefes ver

Ve binlerce kez tekrar.