Ruhun benimle üflensin kardeşim,

Engin denizlerden bana bir el uzat,

kanser gibi yayılan kederden,

Dönmeyeceksin uçurumun eşiğinden,

Dönmeyeceksin yer altı vaktinden,

Kömürle yıkanmış sesin doldurdu miladını,

Dönmeyecek delinmiş gözlerinden.


Bak bana yeryüzünün balta girmemiş ormanlarından,

Çiftçi, dokumacı,ketum bir çoban :

totemli Guanakoların terbiyecisi :

İskele ustası bir adım öne çıktı meydan okuyaraktan.

Andean gözyaşlarının sucu çocuğu,

ezilmiş parmaklarıyla bir kuyumcu,

çiftçi tir tir titriyor tohumları arasında,

Çömlekci döküldü kendi kilinin arasına.

Getir bu yeni hayatın fincanını,

Senin gömülü bunamış acılarını.

Göster bana kanını ve sana ait olan kırışıklıkları,

De ki , burada ben cezalandırıldım

Çünkü ya mücevher parlamıyordu ya da dünya

Hububat veya kaya, teslim olmadım ben zamana.

Gösteriniz bana düştüğünüz bu kayayı

ve sizin bedeninizi çarmıha geren tahtayı

Köhnemiş lambalar, ve asırlardır yaralarına yuva kuran yapışmış kamçılar,

kanın ile aydınlanan ışıltılı baltalar.


Konuşmaya geldim senin o ölü ağzından.


Yerkürenin kudretiyle

Tutuşturun her eli birbirine,

İzin verin sessiz dudakların toplanmasına

ve en derinliğinizle konuşun, bu uzun gece akarken benimle.

Tıpkı demir atarken seninleymişim gibi.


Söyle bana herşeyi, ağdan ağa örgülerle,

Tek tek ve Halka halka, peyderpey adımlarla.

Sakladığın bıçakları keskinleştir artık.

Sakla onları göğsüme, ve ellerimin içine

Işıltı kusan sarı bir nehir gibi,

Gömülmüş kaplanlarla dolu bir nehir gibi.

Ve

Bırakın beni ağlamaya,

saatlerce, günlerce, yıllarca,

kör çağlarda,

yıldız yüzyıllarıyla.

Ve

Sessizlik ver bana, su ver, umut ver,

Mücadele ver bana, demir ver, volkanları ver.

İzin verin bağlamama her ruhu magnetlerle bedenime,

Girin damarlarıma ve ağzıma

konuşun benim sözcüklerimle ve,

benim kanımla.


Tarafımdan İspanyolca'dan Pablo Neruda Çevirisi