Düzenli ölmenin getirdiği bağışıklık ve her günün daha bir acıyı artıran ışığıyla günaydın dilerim Nilgün Hanım
Gittikçe şiirlerinizle tanışmaya yol buldum, bazen şiirlerinizden biriyim gibi hissediyorum
Her bir satırınızın özeti gibi
Öldürmeseydiniz kendinizi belki öldürebilirdi şiirler karanlıkları
Ama geç sanırım
Bir kedi miyavlamasıyla başlıyor aslında hâlâ sabahlar, bir işe çağıran zilin sesiyle
Ama biz hastane kapısında sabahlayan gözü yaşlı, yorgun bekleyişli refakatçi yorgunluğu taşıyoruz hâlâ
İçeride yatan bütün sevdiklerimiz, kapıların açılması, korkuların dile gelmesi
Her saniye başı sorularla biraz nefes dileniyoruz
"Doktor bey, iyi mi durumu?" sorusu
aslında biraz da
"Doktor bey, nefes alayım mı, gözyaşlarım fazla geliyor, bana söyleyin, boğulayım mı?"
anlamına gelmiyor mu?
Sürekli çocuk kalmayacaktık ya
Ah keşke Nilgün Hanım, yine yeniden 7 yaşında heybemizde çalıntı elmalarla kaçarken gezegenlerin ötesine
heyecanla karışık kıkırdayarak gülmeyi yine başarabilsek
Ne güzel olurdu elmalarımız gibi hayallerimizi yarına da saklayabilsek
Keşke Nilgün Hanım
Ama şu yüzyıl tükenmişliğiyle, her anımızın içine dumanıyla siniyor, buğulaşıyor gözümüz
Kimse gülmüyor artık Nilgün Hanım
"Yerkürenin arka bahçeleri kan içinde bırakılmış beyaz bayraklarla dolu, gözü yaşlı mahrumlarla"
Değişmedi dünya Nilgün Hanım, sadece kötü olan her hissiyat daha fazla gelişti, kök saldı
Biz daha çok "panikliyoruz, daha çok hastayız Nilgün Hanım
Artık insanlar birbirleriyle gerçekten tanışmıyor
İnsanlar birbirlerinin anlayışlarında barınabilmek için eski püskü bir gülümseme takıyor yüzüne sabah çıkarken.
Yirmi birinci yüzyılın insanlarını nasıl tanırsın, bilir misin Nilgün Hanım?
Şehrin o renkli gürültüsünden kurtulup evlerinin yolunu tutarlar
O eve giden yolda
İşte orada sadece kendilerini dinleyince çekilmez olur o kısacık yol şu dünyanın dayanılmasına.
İşte gerçek insanları orada tanırsın, yüzlerini; kahkahalarla gülen yüzler o yolda buruşmaya başlar
İnsanlar birbirlerinin yalnızlıklarından korkuyor artık
Orada kendileri oluyor
Yüzleri kahkahalarla gülenler o yolda buruşmaya başlıyor
İnsanlar o kadar yalnızlaştı ki Nilgün Hanım, birbirlerinin yalnızlığından korkuyorlar.
Mehmet Taşdemir
2021-07-23T15:14:53+03:00@umutulas teşekür ederim yorumunuz için
Ama yazarın intiharı yazıları üzerinde gerçek ötesi bir duygu ve karşıdakini içine çekebilen bir sanat ağırlığı oluşturuyor
"Ölüm yeni değil"ama her bireyde sadece bir kere yaşayacak yani herkes için taptaze olacak
umutulas
2021-07-22T18:23:46+03:00Şiir tadında bir deneme. Tebrik ederim.
Nilgün Marmara'nın intiharının, şiirlerini değerlendirmek isteyenlerin üzerinde bir ağırlık oluşturduğunu düşünmüşümdür hep. Hani Yesenin diyor ya, "ölüm yeni bir şey değil" diye... Belki de bunu söylemek gerekirdi