Varlıkta eksik bir şeyler var.

Olmamız gerektiği kadar yokuz gibi hani.

Kendimi yamalar gibi bir taraflarıma daha fazla kendimden dikiyorum. Var etmeye çalışıyorum, daha fazla var olmaya.

Etme olma dünyamda kendime çektirdiğim eziyetin karmasını gördüm de bitti sanırım.


Garip, mutluyum.

Mutluluk tanımınız her neyse. Benimki buydu işte.

Geldim, gördüm, oturdum. Bir şeyler olmasını bekliyorum bundan sonra. Oldurmayı belki hatta, sokacağım elimi taşın altına illa.

Bir şey başarmaktan değil, acısı nasıl mayhoş. İnce ince işliyor seni. Arsız bir sanat eseri.


Daha önce yazmıştım en büyük korkuma dair. Hiç de bu kadar yaklaşmamıştım kendisine. Hiç bu kadar hiç'le bir olmamıştım.

Benden hırslarımı alınca, yaramaz bir velet gibi ağlaya zırlaya uzanmaya çalıştığım şeyi raftan indirip bana verince, ben kalmadı geriye.

Gaipten seslere uyuyorum. Uyuyorum.

İçiyorum, sıçıyorum, çok da keyif alıyorum.


Sonra bir yerde, tek başıma metroya yürürken falan genelde, yukarı bakıyorum. Bu kadar küçük olmayı hala yediremiyorum. Koltuğuna göz diktim diye tanrıyla bozukmuşuz bunca yıldır, onu anlıyorum. Nasıl da boyumdan büyük işlere tırmanan utanmaz bir orospu evladı olduğumu görüp daha da saygı duyuyorum kendime.

Hayal etmeye cesaret edemediklerimi yaptım. Hayran kaldım kendime, o kadar da hayran bıraktım.

Busun dedim be kaltak.

Busun işte, azı değil ve fazlası üstelik.

Hep daha fazlası.

Daha fazla.

Daha fazla.

Daha.

Hep. Her zaman.


Bu yalnızlığı kucaklıyorum. Bu yalnızlığı var ya sikiyorum hatta bazen. Siz yalnızlığı hiç siktiniz mi?

Edebi konuşmuyorum, edeple de işim yok. Siyasi olan partiler biraz şeydir.


Kendi yalnızlığıma öyle bir aşığım ki, verdiği ızdırapla yaşamaya mahkum bıraktım bu kızı. Bunun verdiği sınırsızlığı, kırılganlığı ve savurganlığı, agresifliği sevdim. Kimse elini uzatmadan tek başıma canımın yanabilme özgürlüğünü çok sevdim.

Geçecek, bitecek, iyiye gidiyor gibi şeyleri duymamak sessizliğin en güzeliymiş. Bir omuza başını koymamak uçmak gibi bir şey benim için, göklerde ve beklenmeyen götlerleyim.

Yanımda olanlara bak, bir de olmayanlara.


Yalnızlığı siktim ya hani, bir de sigara yaktım.

Yaktım ya hani, çekinmedim ucunda da sallandım.


Kimseye bir şey söylemedim.

Göz alıcı bir ölüm, uzun uzadıya bir rezalet ve olabilecek en yeşilay karşıtı başarı hikayesiydi tüm hayatım.


Tam burada, böyle, bu kafayla izliyorum yaşamı. Seviyorum da.

Beni "şimdi, tamamen mahvoldum ve buradan çıkış yok galiba" diye düşünüp duvara baktığım anlardan buraya sürükleyen yaşamdı çünkü.

Bana bilmediğim bir dünyayı gösteren. Adım adım değiştirerek, ürkütmeden.


Nasıl da yaşadım ama.

Nasıl da bir sonraki yazdığım bundan bile küstah olacak ama.