yine tüm caddeyi kaplamış kar

bir küfürdür tükürmüş gökyüzü

şehrin suratında isyan var

silah çekmemişim ki hayatımca

nasıl adam öldüreyim ana julia

ben koca tanrıʼya nasıl başkaldırayım

nasıl kızayım her yerde kar var diye

umurumda mı sokağa çıkma yasağı

sayım yapsa talebeler evde değilim

sayım yapsa koca tanrı

 

tüm gün yatağımda durmuş seni düşünüyorum

önce kayısı ağacı dallarını uzatıyor camıma

sonra köşeden bir araba gözden kayboluyor

güneş çekmiş silahını gözüme vuruyor

yatağımda durmuş seni düşünüyorum

karşı apartmanın

balkon demirlerine yaslanmış

beni bekliyorsun

bu beyaz yağmur senin eserin mi

küçük dağlar senin gibi

mağrurca göğe bakıyorsun

hakikat ana julia

o incecik üstünle

hiç üşümüyor musun

 

bir nehrin taşabileceğini biliyorum

kurtulup kaçabileceğini yatağından

ama kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi

bir nehrin var olabileceğini bir dem kardan

oldum olası böyle soğuk görmedim ben

bahçeme kuşlar düşüyor ana julia

bir trenden düşer gibi düşüyorlar

içimde tutma hevesi kanatlarından

hayır, nafile

kurtulup kaçamıyorum yatağımdan




sen olmasan ana julia

zahmet edip aralamam perdemi

düşün düşün kahrolmam yatağımda

zararsız yakarışlarım olurdu belki tanrıʼya

cuma, cumartesi, pazar

mutlaka bunlardan birisi

açıp ellerimi yalvarırdım tanrıʼya

allah, yehova veya isa

mutlaka bunlardan birisi

cevap verirdi biçare duama

 

bu akşam o akşam değil ana julia

ne üstümde altmışlık frank smokini

ne sen yirmilerin kadar güzelsin

hem nasıl çıkarayım seni dışarı

bu havada

üstelik sokağa çıkma yasağı

bizi vatandaştan saymazlarsa n’aparız

gir içeri, çek perdeni, kapat pencereni

olmadı kalın bir şeyler giy üstüne

o incecik üstünle üşüyeceksin

 

...

odamda yükselen küçük saltanat

darağacı yazıyor kısmetime

kar tüm sesleri yutmuş bırakmıyor

kimse bağırmıyor benim için

sen görsen bağırırdın belki

tabureyi itmesin diye herifin biri

bağırmıyor kimse, ne için

bir ses, bir fısıltı

...

 

nihayet tabureyi itebilirsiniz beyim

bir baş eksik olsun nüfus sayımı