Derdim bir dönem dünyanın dönmeye devam etmesiydi

Aslında daha ziyade o her gün olduğu gibi dönerken

Benim onun köşesini bularak boşluğa düşemememdi

Ya da bir karanfile detaylıca upuzun bakıp

Aslında onu o kadar da sevmediğimi fark etmekti derdim

Evet, hiç susmadan, hiç su katmadan her ne yaşadıysam derdim

Şayet tek biriniz bile benden utanmak, beni eleştirmek ya da cevap vermek değil de

Anlamak için sorsaydınız halimi


Bölük pörçük verimsiz uykulardan uyanıp

Kötü yıllanmış çok kaliteli şaraplar içtim

Bazen kendime küstüm, bazen dostlarla eğlendim

Fakat ne zaman evden, kendimden kaçamayacak kadar uzaklaşsam

Her dönüşte omzunda bir av tüfeği asılı,

Saatlerdir kaşları çatılı bir hüzün bekledi beni

Bazen birlikte salona geçerdik

Bazen de hemen kapı eşiğinde dağıtırdı beynimi

Bu hüzün böyle yıllarca bekledi beni

Ta ki ben bir kurtuluşa hak ederek erişene dek

İşte böyle çekip aldım ellerinden boynumu

İşte böyle güneş açtı bir salı sabahına

Ve işte ancak böyle diner sancılar:


Geçtiğim her köprüde kaburgamı yararak

Sahte bir sevdaya bağrımı açmayarak

Hiç kimseye kardeşim kadar candan sarılmayarak

Ben kederimi ondan kaçmayarak alt ettim