Üç yaşındayım ve küçüğüm işte

Elimdeki ekmekle

Gülümsüyorum kameraya

O zamanlar yeni doğmuş olsa gerek ekmeğim

Üç yaş var ekmeğimle aramızda

En sevdiğim bilekliğim de benimle

O pozda mutluyum 

Ekmeğim de mutlu ve şaşkın 

 

Sevgilim sen ekmek kadar sıcaksın 

Ve dışın sert bir ekmek gibi 

Ufak kesiğinden nefes alıyorsun onun gibi

Yalnızca kabuğundan sıyrılınca görünüyor içerin 

Ve ekmekçi amca kovaladığında beni 

Benimle kaçmayı tercih etti ekmeğim 

Ekmeğim hiç yalnız bırakmadı beni 

Ben de onu kucağımda taşıdım koşarak

 

Yirmi üç yaşındayım 

Ekmeğim hala benimle 

Peki ekmeğim benimle 

Gülümser mi hala? 

Ekmekçi amca beni kovalıyor bazen 

Ekmeğim de kaçar mı ben koşarken kollarımda?

Ekmeğim yirmi yaşına girdi 

Ellerimin arasında kaldı senelerce 

Ekmeğim beni hiç bırakmasın 

Ben onunla kalırım senelerce 


Devrimin simgeleriyiz aynı anda

Aynı anda muhafazakar bir sinemadan fırlamışız

Semiyoloji bunu da incelesin isterse

Saussure de konu buldu işte fena mı?

Merak ediyorsa ona da anlatayım

Birimiz anarşist söylemlerle seviyor birimizi

Birimiz Tanrı’ya havale ediyor kötülükleri

Ben ekmeğime kaçıyorum kötülüklerden

Ekmeğim un fiyatlarına öfkeli yine


Ekmeğim bana çiçek diyor bazen 

Çiçeğiyim ben ekmeğimin 

Ben ekmeğime dünyayı kurtarmak istediğimi söylüyorum 

Ekmeğim bana bıçak gösteriyor

“Ben onu bıçaklamak istemiyorum.” 

“İnsanlığı kurtarmak için başka bir yol yok mu?”

“Evet var.” diyor ekmeğim 

Ve biz dünyayı kurtaracağız 

Ekmek ve çiçekle 

Adalet ve sevgiyle

Merhamet ve aşkla...