Soluksuz bir gecede
Kuru otları temizlemek için mezardan;
Ellerimdeki çamur,
Alnımdaki ter,
Ayağımdaki prangayla;
Geceye meydan okurcasına,
Her zerremle tutar gibi kolundan,
Tutup da bırakmamacasına,
Gün yüzüne hasret kalmış her çehreye
Gün saya saya geldim.
Ardımdakileri yola saçarak
Ve vazgeçerek ümitsizliğimden...
Zincirleri kırıp paslılarını göğsüme sapladım
Kimsesiz zamanlarımda.
Saçtığım her çalı çırpıya bel bağlamışım,
Paslı zincirleri boynuma dolamışım,
Ayağımdaki prangaları görmemişim bunca zaman,
Elimden tutulmamış gibi çocuk kalmışım,
Yüzüme gülünmemiş gibi umutsuz kalmışım.
Çamurlu ellerimle geldim yine
Peşimde bırakıp onca şeyi,
Yine kimsesiz kalmışlığımla geldim.
Ucuz romanın pahalı cümlelerini okuyorum şimdi,
Altını çizdiklerimle doldurdum hayatımı.
Birbirine tezat onlarca satır,
Birbirine meydan okuyan yüzlerce cümle...
Vazgeçelim diye bunca şey,
Pes edelim diye bu tezatlık.
Ne gelişlerim yetecek artık
Ne de vazgeçişim.
Ellerimde çamur,
Boynumda paslı zincirle geldim;
Kuru otları temizlemek için gönlümden.
Berfin
2020-05-12T03:43:18+03:00"Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola
Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su"
Dikene verdiğiniz suya sağlık :)
Şimâl Doğançay
2020-05-12T01:15:07+03:00Serbest çağrışım:
"Suya virsün bağban gülzârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün teg virse min gülzâra su"
>Fuzûlî>
Dipçe: Yüreğine sağlık👏🏻