dün gece evimde bir adam gördüm
bitkin. mutsuz.
kalbi tıpkı eski bir saat gibi
pişmanlıklarla atıyor.
kışın yanmayan bir ocak. akrebi kovalayan yelkovan
bu beyhude çaba. kızıl gökyüzü. bedeni isteyen toprak
ince bir saç teli üzerinde
sonuna yürümüş her zaman.
her yerden kovulmuş olan
başka nereye gidebilir kendinden bile kaçamayan.
evimde bir adam gördüm.
korkulu günlerini çizik çizik işlemiş yüzüne
acının verdiği yetkiyle
sonunda konuştu benimle:
"sözlerime kulak ver ey aciz varlık
yaptıklarıma bak. kork ve titre
vaktiyle
hiddetle gezerdim yeryüzünde
ama unutma ki
bir tek acı kalacak geriye."
şimdi gerçeğin bıçak gibi soğuk keskinliğiyle
bu yükü pay ediyorum kendime
"olmak istenen şey olunandan farklıymış" dedim kendime.
gün bitmiş. buruk hüzün.
kuşluk vakti de değil ki bu, zaman da dolmuş üstelik
bir tokat gibi çarpıyor yüzüme.
dün gece evimde bir adam gördüm
benden çok uzak. ama en yakınım.
evinden fersah fersah uzaklarda: mezaraysa bir adım.
artık gitmek vakti.
artık
olmamak vakti.
melis
2024-12-21T16:15:34+03:00dün gece evimde bir adam gördüm, yabancıların en yakını