Ölmeden öğretmem gerek sana

Hisler dağıtılırken insanlara

Hüzün düştüyse yalnızca payına

Al hüznünü, bas bağrına

Doğuştan kırık bir kalple yaratıldıysan

Ölmeden öğretmem gerek sana

Yara bandı toplamaz parçalarını

Kalbin bir kağıtsa eğer

Buruşmasına izin ver

Unutma, bir kağıt yedi kere katlanır yalnızca

Tanrının eli bile yetişemez daha fazlasına

Ölmeden öğretmem gerek sana

Sen dursan da

Koşacak insanlar

Zaman bitene kadar

Saklan bu dünyada

Korkunun iplikleriyle diktin dudaklarını

Ve şimdi bağırsan da

Yalnızca bir fısıltı duyuyor dünya

Yalnızsın

Ve yalnızlığını gidermek için

Kendini bölüp bölüp

Sarılıyorsun onlara

Biliyorum ağlamazsın

Ama

Ölmeden öğretmem gerek sana

Gözyaşı yalnızca su değildir, unutma

Hiç konuşmadın

Ve şimdi

Gözlerinde lal oluyor

Gözlerindeki aynayı insanlara tutup

Nefretini yansıtıyorsun

Daha önce o aynalara

Sessizce yalvarmıştın

Ama kendi görüntün dışında

Kimseyi göremedin

Ölmeden öğretmem gerek sana

Gökyüzü ile yeryüzü arasındaki savaşta

Hayal ile gerçek arasındaki savaşta

Sıkışıp kalmışsın sen

Ve tüm oklar senin kalbine isabet ediyor

Sıçrayan kanlar kanatlarını kirletiyor

Ve kanatlarını koparıp

Seni uçamadığına inandırıyorlar

Burası saçmalıklarla dolu

Her şey mümkün

Uçmaktan korkan bir kuşta görebilirsin

Suda boğulan bir balıkta

Bu dünya delilerle dolu

Ve bir deli

Her şeyi yapabilir de

Ölmeden öğretmem gerek sana

Bir melek

Ateş edebilir de