Korkuya tutulmuş gözleri

Ürkek bir kedi,

Yağmurda ıslanmış bir köpek,

Annesinin eteğine saklanan bir çocuk gibi.

Bazı bazı düşerdi gözlerine böyle korku

Kimi vakit gelir, konuşmaya can atardı

Kimi vakit bu gürültüden nasıl kaçacaktı?

Öyle savunmasız mı kalmıştı?

Korkuyor muydu gerçekten yoksa?

Öyle ya!

Yüreğine surlar çekmişti duygusuzluğundan

Nasıl düşerdi bu gözlere korku?

Ne olmuş ne bitmişti hayatında?

Yoksa hayatın kendisinden mi çekiniyordu bu kadar?

Güneşin doğuşuyla başlayan zamanın

Gözleri yumarken bitmesindendi bu korkusu

Gecesi gündüz olmuş

Kaçırdığı zamana yanıyordu

Ve daha çok kaçıracağı zamana

Yolunda gitmeyen şeyler

Ve nice yolların sonlarıyla

Nice dünyaların kararışıyla

Kirlenmiş akılların

Körelmiş vicdanların dünyasına bakıp bakıp

Korkuyordu yaşamaktan

Kararmış bulutların ardından günün ilk ışıkları parlarken

Belki de şu son cümle geçiyordu aklından

Ölmek kolaydı da

Keşke ben devirebilsem kendi sehpamı