son anı düşünen bir nefesin inceliği gibi

kalp atışları ve ürkek ses tonuyla seni çağırıyorum

kış soğukluğunun vücudumda bıraktığı yarayı

torbaların ağzını büzerek kapatıyorum

elimin titremesine aldırmadan

tutunduğum kalemle

bembeyaz sayfalarda karanlıklar bırakıyorum

yutkunmalarım beni mor bardaklarda boğarken

sayfalar aralığında kendimi arıyorum

belki de yazmaya gerek olmadan

mümkün hale gelen bir hafıza ile

bu oyunu kaybediyorum

çırpınışlar arasında yalnız göründüğüm

küçük bir mesafeden şanşımı denerken

ve detaydan kaçınarak yaşarken yoruluyorum

aykırı bir kurtarıcı ile birlikte bu mevsimde

devlet semasından aşağıya doğru kayboluyorum

ama her ışık, hızını aldığında

uzaklarda kalan hislerin

yaşadığı ülkelere doğru yola koyuluyorum

urganları hazır şehirlerde

kıyıya doğru yürürken önce korkuyorum tabi

sonra planlar dizerek iniyorum suyun alçaklarına

ve yeşilin solduğu son limandan

tekrar geçmek zorunda kalmadan o sınırı

yüklerin daha fazlası alarak yüzeye çıkacağım

geriye kalanlarla.