Ölümün bir rengi var,
Fani bedenimde şeffaf bir iz bırakan
Annemin gençlik fotoğrafından elime akan
Ve hasret kokan
Gezdiriyorum elimi zihnimin kirli kuyularında
Parmaklarıma bulaşan renksiz bir mürekkep
Satır satır damlıyor kağıtlara
Ağıt doluyor bazen aralara
Umutsuz ve günahkarım
Yazıyorum işte bunlar günahlarım
Sırtımda sırat
ince ince uzanıyorum yüzüne
Taşıyorum kabrimi kıblene
Güneş üzerimden doğsun diye
Zaman kısıtlıydı
Ve kasıtlıydı rüzgarın bu denli sert esmesi
Çehremi çiğneyerek cümlelerimi ezmesi
Ölümün bir rengi var,
Taşıyorum elbisemin eteklerinde
bir kız çocuğu gibi koşuyorum anneme
Yalın ayak
Hasret ile