İçimde ölen en güzel şeysin sen,

Baharda dökülen bir yaprak gibi,

Defalarca sekip denize batan taş gibi,

Çokça öpmek istediğim o çocuk gibi,

Sesimin çirkinliğinden yahu,

Bağıra bağıra söyleyemediğim şarkı gibi,

Kabul olmayacak, bilerek ettiğim dua gibi,

Sana anlatamadığım gözyaşı sebeplerim,

Kollarımla saramadığım seni tramvay durağı gibi,

Nefretle hatırlayıp, sarhoşken özlediğim İstanbul gibi,

Çocukluk hayallerim, paramın yetmediği oyuncaklar gibi,

İçimde öldürdüğüm en güzel şey sensin, sen.


Geceler, başımda duran bir saça tekabul ediyor,

Birer birer, sinsi sinsi, alnımda ki kırışıklıklar gibi,

Devriliyorum sevgisini pişmanlıkla hissettiğim,

Devrildikçe seni anımsadığım kadehler gibi.


İçimde, tek cinayet haberisin sen,

Ölümüm bile dışında kalacak senin,

İçimde ki ölümünle ilk ölümümsün sen benim...