Üşüyorum hayatın bütün yanlarını. Yarım yamalak yaşanmış bir sürü his var içimde tutunmaya çalıştığım. Hiçbiri oturmamış yerine, banaysa yetinmek düşüyor. Yetiniyorum en küçük yerlerinden. Geçiniyorum içimdeki sevdaların birikintilerinden. Böyle olsun istemezdi içim. Yaşananların en derinine inmek, orada kalmak varken başıma düşen yanılgıların içinden bir sağa bir sola gidiyor yönüm, istemsiz.

Olmaz dedikleri oluyor kural yok bazı şeritlerde. Geçmek isteyen geçiyor. Birileri tam o anda geçerken çarptı bana. Olur muydu? Olmaz dedikleri de olurdu elbet. Ben şimdi bir şehirde üşüyorum. İçim soğuk, tüm şehri yaksalar yetinemeyeceğim. Üstelik bütün umutlarım yanmıştı benim, neden hâlâ üşüyorum?

Ben bir şehre artık sığamıyorım. Daha da büyüyor gözümde küçülttüğüm her şey. Belli getirmiştim aklıma seni ama oldu olmaz dedikleri bir kere. Ben şimdi bir şehirde seni hâlâ nasıl seveyim? Ben şimdi koşmak istediğim o yollarda ağır ağır yürüyorum. Çocuk kalmış olmak isteyip koşamadım anlıyor musun? Hangi yükü hangi eve sığdırsam olmaz artık. Uzun uzun bakarsın ama görmeden hiç. Nasıl sevdim nasıl çocuksun bir bilsen. Şimdi şehri yaktılar. Şimdi kalbimiz kalmadı.