Zaman, uçarı yerlerde uçsuz bucaksız bir sadelikte bekliyor Ömür Hanım

Gün batımı gibiyim inan, batarken bakmaya doyum olmuyor

Ama sonralarım hep karanlık

Soğuk soğuk değil, boğuk boğuk terliyorum adeta

Hiçliğin ve hissizliğin getirdiği acı ve ince yerlede sızıyorum boşluklara


Tanımadığım yolları geziyorum Ömür Hanım

Kırlar boz, ağaçlar bodur, yeşillikler sararmış

Ve burada şiir gölgelerinde büyüyor insanlar

Şiirle büyümek zordur, acıdır ama sağlamdır

Fazlası yoktur

Sadece büyürsün.


Sokakta hangi taşı kaldırsam, ben çıkıyorum altından

Öyle olsada hala kendimi aramakla meşgulüm

Sahi var mı kendini bulabilen Ömür Hanım?

Sokakta görüyorum herkes biçare, dumur olmuşcasına

Akıllarda iki soru

Ben kimim ve neredeyim


Denizler konuşuyor benimle Ömür Hanım

Herbir gelgit bir kederdir, anlatması zor

İnsanlar denize tükürür dertleri

O yüzdendir denizin konuşması

Zaman zaman insanları yutması


Ben ki Ömür Hanım, bir kez bile diyemedim sevdiğimi

Utandandım, korktum, çekindim

Ne özüme ne de sözüme güvenebildim

Korkuyorum Ömür Hanım, sevilmemekten korkuyorum

Yeri gelir sadece anlından akan teri yudumlayarak yaşarsın

Ama sevgi olmazsa

Kalbinde küser sana, yitip gidersin sonsuzluğa


Denizin ortasında bir küçük kayığım ben

Misinamın her kancasında bir parça ben varım

Anlasana Ömür Hanım, gözlerinin ortasındayım

Bir parça sen tutup evime götürmek istiyorum

Bilmez misin ben senin gözlerine bakarak doyarım