Nihayet seni buldum.

Kopamazsın artık benden Opia!

Güzelim, karda yaza denk düşenim.

Saçlarından münzevi ayrılıklar baş göstermiş.

Neden?

Neden göğsümde filizlenemedin?

Amiyane kaldı sana değil mi bu rengarenk dünya?

Yeni renkler keşfetme mi amacın?

Gidemezsin ki!

Dönersen zamana kapılıp ölmüş olurum.

Ah Opia!

Ne aradım bilemezsin.

Bana tanıdık olmayan sokağında son ayla çocuğumu öldürdüm

Amor!

Dilimi böldün odacıklara.

Benim kuş kanatlı Opia'm.

Bura uçmag mıdır?

Ölüme açmışsın koynunu hemencecik.

Pırıltılı bir su yansıması düşmüşmüş Dicle'ye

Müşler ülkesi iyi belledin mi?

Gerçekleri bilmeden unut ölmeyi!

Hakikatin müptelası yalanınsa köpeğiyim.

Ah ıtır-i gelincik

Arabi bezirganlar masalını taşıdılar kanun koyucusuna

Hodkam olma!

Babası kıydı kardeşlerine

Ahmedi'yi sana tercüman kıldı.

Aşkı, resmi aksettiren selvi bir çınar kadardı.

Sırlarını kimseyle konuşmadım.

Keldaniler altın hücrelere gömsünler.

Ben aşkı çocukların yanan ellerinin derisine kazımış mahbubum.

Taş meclisleri bilir misin?

Kurttan kisvelere bürünmüştüm.

Asena da mı olamadın?

Merak buyurma!

Bu dünyanın sırlarını kara taşın altındaki kara karıncada sırladım.

Üzülme karadutum!

Muzip gözlerine ay doğsun.

İmgeleme beni.

Putlama.

Bırak çürüsün ölümüm.

Yel içinde kalsın.

Taşmasın zehrim.

Mahşerde seni ararken Opia,

Çırılçıplak bedeninden artakalan ruhunu seccademe eklerim.

Nasıl buldum seni.

İnandın mı şimdi denizi yaran asama?

Ne derindesin ne uzakta

Yakındasın.

Ancak nefesim kadar ırakta.