586

Böylece vardı Güney Sahili’ne, Nassdar’a

Burada uzunca bir süre kalmayı tasarladı

Düşüncelerinden uzak, gemi yapacaktı

Toplayabildiği kadar odun topladı kıyılardan

 

587

Başladı Sürgün Gemisi Laétta’yı yapmaya

Büyük, kara bir gemi olacaktı bu bittiğinde

Ve bir sancak taşıyacaktı, Işığın Lordu’nun

Yeşil bir ağaç ve üzerinde iki meyve

 

588

Böyle tasarlamıştı kendi zihninde Forbereth

Ve orada uzun uzun düşününce olanları

Nedense kalbine yeniden bir kuşku düştü

Öyle ki, durup da dinlenmeye mücbirdi

 

589

Yine de yeniden yapmaya koyuldu gemiyi

Hiç durmadı bu kez fakat, kalbine güvenmedi

Bir ay geçti böylece, bitmişti Sürgün Gemisi

Ve bir sancak dikti ona, tıpkı planladığı gibi

 

590

Şimdi demirlenmişti Laétta, Nassdar koyuna

Forbereth uzaktan şöyle bir baktı yaptığına

Ve kanaat etti eserine ve hoş bir efsun verdi

Şimdi bu gemiyi hiçbir dalga deviremezdi

 

591

Bunun üzerine tekrar yola koyuldu Forbereth

Zirabul Dağları’na, Kara Kral’ı gemiye bindirmek için

Üç gün üç gece durmadan devam etti yine atıyla

Fakat Zirabul’a yaklaştığında, şaşkınlıkla duruverdi

 

592

Nan-Maurna’nın dört kulesi birden yıkılmıştı

Bir tek en tepedeki kulesi duruyordu yerinde

Etrafa savrulan taşlar ve çakıllarla doluydu her yer

Belli ki bir çatışma yaşanmıştı burada şiddetle

 

593

Forbereth arayan gözlerle baktı etrafına

Orada burada düşmüş kılıçlar, yaylar, mızraklar

Hepsi de Gök Çocukları’na aitti ve ilifiele

Fakat Beruleth’ten bir iz yoktu etrafta

 

594

Sonra fark etti, gahakinler de yoktu hiçbir yerde

Sadece yıkım, çarpışma alametleri ve ölüm vardı

Forbereth biraz daha gezince etrafı fark etti ki

Zirabul’un tepelerinden birine asılmıştı birisi

 

595

Yaklaştı Işık Lordu, gördüğü suretin yanına

Tırmandığı yerden bakınca yukarıya gördü de

Altın ip kultakosi ile asılmıştı bir beden

Arkhazebur idi bu, ilifielin reisi ve başı

 

596

Ölmüştü çoktan, çırpınan bedeninden nefesi giderken

Ve altın kanatları koparılmıştı omzundan canice

Forbereth, gördükleri karşısında büsbütün yıkılmıştı

Arkhazebur’u güçlükle indirip, yanına yatırmıştı

 

597

Forbereth, mateminin içindeyken irkildi

Geri kalan Gök Çocukları’ndan bir iz yoktu

Ve bu fikrin korkunç tekerrürüyle kalktı

Zirabul’dan inip Arkhazebur’u gömdü

 

598

Sonra kudretli küheylanı Menilkatar’a atladı

Ve Doğu’ya doğru sürdü atını, Iraesta Ormanı’na

Şimşek gibi bir hızla aştı Menilkatar ovaları

Daha önce hiçbir canlının aşmadığı şekilde

 

599

Rüzgâr da Forbereth’den yanaydı şimdi

Menilkatar dev kanatlarını açtı ve süzüldü

Altlarından akarken bir su gibi yeşiller

Kısa sürede vardı Işık Lordu Iraesta Ormanı’na

 

600

Korkuyla indi atından Forbereth ivedilikle

Ve daldı ormanın derinliklerine şüpheyle

Aradı, taradı; fakat yoktu hiç kimse görünürde

Yine de durup dinlenmeden aramaya devam etti

 

601

Sonunda ormanın en diplerinde buldu bir kafile

Forbereth koşarak yaklaştı Ak Ahali’ye

Ve dedi ki “Ne kutlu buldum sizi göğün evlatları!

Anlatın bana neler oldu, Beruleth firar etmiş!”

 

602

Yas içindeki Gök Çocukları anlattı Forbereth’e olanları

Forbereth’in ayrılışının ardından, varcul ve şiazlar

Basmıştı kamplarını ve kurtarmıştı kara büyüyle krallarını

Uzun süre çarpışmışlardı bu gelen melun yaratıklarla

 

603

Fakat varcula yara alıp ölse de ölmemişti şiazlar

Çünkü ölü olan bir şey yeniden ölemezdi elbette

Çok kayıp vardı ve bir kısmı da kaçmıştı Ak Ahali’den

Nereye gittiklerini kimseler görmemişti karmaşanın içinde

 

604

Sağ kalan Gök Çocukları’nın hepsi savaşmıştı yine de

Üzerlerindeki kâbus koşar adımlarla Doğu’ya çekilince

Yaralı bir varcul bulup sorgulamışlardı hep birlikte

“Söyledikleri korkunçtu” dedi Urivenza titreyerek

 

605

“Kara Kral’ın şiddetli bir savaşa hazırlanacağını

Ve geri gelip bütün ormanları yakacağını söyledi

Ta ki geriye boz topraklardan başka bir şey kalmayıp

Bütün dünya bir çölden ibaret oluncaya dek

 

606

Ve bütün Gök Halkı’nı öldüreceğini söyledi iblis

Geriye yalnızca bizim hakkımızda efsaneler kalıncaya dek

Ve sen yalnızlık ve kuşkuyla delirinceye kadar da

Sana dokunmayacakmış, bir sonsuzluk boyu bekleyerek”

 

607

Forbereth bunun üzerine “Burası tekin değil artık” dedi

“Gahakinler nerede?” diye sordu sonra Gök Halkı’na

İçlerinden birisi bir ıslık çaldı ormanın derinlerine

Ve dört koca küheylan kişneyerek çıktı karanlıklardan

 

608

“Âlâ!” dedi Forbereth ve hemen bir plan tertipledi

Kuzeyde Livanastra Gölü’nün hemen yanında

Bir dağ sırası vardı, Forbereth’in gençken yürüdüğü

Buraya Belis Dağları demişti, Sulak Dağlar

 

609

Buraya yerleşeceklerdi Ak Ahali ile birlikte

Ve bir süre burada saklanarak kaçacaklardı şerden

Hemen hazırlandı Forbereth ve Ak Ahali

Eşyalarını toplayarak Kuzey’e doğru yöneldiler

 

610

Yalnızca geceleri ve gölgelerden ilerleyerek

Dört günde vardı Belis Dağları’na kafile

Burada durup dinlendiler ve baktılar göle

Bir ayna gibi parlak ve muazzamdı suyunun tadı

 

611

Daha sonra ilerlediler dağların içlerine

Burada dört gahakin ve Menilkatar’ı gizlediler

Ejderkatili üzülerek ayrıldı küheylanından

Lakin karanlıkla zehirlenmesinden evlaydı

 

612

Burada kaldıkları süre boyunca kafile

Hurrquarru onlara yeni silahlar ve zırhlar yaptı

Ve altınlarla süsledi bunları ve miğferleri

Ejderkatiline, Garuleg’in süsüyle bir kalkan yaptı

 

613

Gelecek kuşatmalara karşı hazırlandılar

Geceleri Forbereth nöbet tutuyordu tepede

Doğu’da bir kıpırdanma aradı ama nafile

Sükût etmişti Beruleth ve yaratıkları

 

614

Ordenis ve Elibras elindeydi Forbereth’in

Biri altın gibi parlıyordu içten içe alevle

Öbürü bir gece kadar karanlık ve koyuydu

Gölgeler etrafında raks ediyordu Gecekeseri’nin

 

615

Günler geceleri kovaladı ve uzun zaman geçti

Nan-Maurna’daki mahkemeden yüz gün devrildi

Ve sonunda geldi çattı o meşum gün uzaklardan

Sabah doğmamıştı bugün, ne de bir rüzgâr esti

 

616

O gece Forbereth, Doğu’da bir kıpırtı görmüştü

Haber vermişti bütün Ak Ahali’ye aceleyle

Hazırlanmıştı kılıçlar ve miğferler ve kalkanlar

Bekliyorlardı şer ordusunun üzerlerine gelmesini

 

617

Güneydoğu’ya kaydı gözü Forbereth’in aniden

Parlak bir alevle yanmıştı Iraesta Ormanı

Ve ağaçlar eğilip bükülüyordu haykırarak

Evlerinin yanışını ağıtlarla izledi Ak Ahali

 

618

Iraesta’dan geriye bir avuç kararmış kütük kalmıştı

Etrafındaki Lath-Ensimmaen de tamamen yakılmıştı

Şimdi ilerliyordu ordu, Belis’in batısındaki Hekil’e

Buradaki minik ormanı da yakacaklardı meşalelerle

 

619

Forbereth, sonunda çıkardı yerinden Menilkatar’ı

Ve emretti dört ilifiele gahakine binsinler diye

Dört Komutan dendi onlara daha sonraki çağlarda

Urivenza, Hurrquarru, Parvazaran ve Tanezuran

 

620

Gerilerinden de kalan Gök Halkı uçtu altınlar gibi

Kanatlarını çırpışlarında gökyüzünü hiddetle dövdüler

Ve bir çığ gibi titreyerek ve haykırarak saldırdılar

Hekil Ormanı’nı yakmaya gelen karanlık orduya

 

621

Bütün varcul, şiazlar ve şiaz şeyhi Gravur Tul-Nur

Ve kırmızı bir ejderhanın üzerinde Beruleth vardı

Vurivunta Ateşyılanı idi bu, Morthwyl’den canlanmıştı

Kıpkırmızı bir derisi ve geniş kanatları vardı

 

622

Öyle şiddetli saldırdı ki Ak Ahali, üzerlerine

Varcula önlerinden kaçıştı can havliyle

Kılıçlardan geçirdiler varculanın çoğunu

Ne gökyüzü ne de yeryüzü görmüştü böyle hiddeti

 

623

Şiaz şeyhi Gravur Tul-Nur baktı göğe

Ve gördü dört komutan ve bir de Forbereth’i

Asasıyla emretti bütün şiazlara saldırsınlar diye

Fakat Forbereth, İki Kılıç ile biçti hepsini birdenbire

 

624

Görünen o ki ölmüş Ak Ahali cesetleri dahi

Ordenis ve Elibras’ın kudretine karşı

Can çekişerek ölüyordu çaresizlik içinde

Ve küle dönüşüyorlardı bedenleri parçalanıp

 

625

Vurivunta parlak bir alev püskürttü Forbereth’e

Tek Elli Kara Kral üzerinde haykırıyordu

Tek emeli, tek isteği intikam ve ölümdü

Karmaşa ve zulüm getirecekti adaleti

 

626

Beruleth elinde yeni bir kılıç tutmaktaydı

Testere dişli ağzı ve gümüşi bir rengi vardı

Taretarman demişti buna ve zehir zerketmişti

Yeşil bir buhar tütmekteydi çeliğinin üstünden

 

627

Vurivunta’nın alevinden kalkanıyla korundu

Forbereth’in yüzüne yine de sıcaklığı vurdu

Ardından Ordenis ile saldırdı kızıl ejderhaya

Fakat kılıcın çeliği, zarar veremedi bu canavara

 

628

Hem İki Kılıç hem de Vurivunta aynı ateştendi

Morthwyl, Kızgın Ocak, akan lavlar gölü

Daha da derinleşmişti şimdilerde, zaman aktıkça

Beruleth’in en büyük oyunu, Vurivunta olmuştu

 

629

Şimdi savaş alanında, Ak Ahali ve Forbereth

Beruleth ve Ateşyılanı ve Gravur Tul-Nur

Ve sağ kalan bütün varcula çarpışıyordu beraber

Hekil Ormanı’nın önünde, mahşer yerindeydiler

 

630

Sağ kalan urifielden Elim saldırdı Gravur’a

Dedi “Melun ceset! Burada gelecek sonun!”

Gravur Tul-Nur asasıyla karşılık vererek

Dedi “Ey kadim dostum, Eltarra’nın ruhuyum!”

 

631

Bu sözlerle düşürdü elinden kılıcını Elim

Ve diz çöktü öylece, tıpkı bir kukla gibi

Gravur kanları donduran bir kahkaha attı

Dedi “Görüyorsun ya, daha da güçlüyüm artık!”

 

632

Böyle geldi Kutlu Üçler’den Elim’in sonu

Gravur Tul-Nur asasıyla bir lanet yarattı

Elim’in nefesi çekilirken boğazından

Bu korkunç gerçekle gözleri açık kaldı

 

633

Forbereth, Vurivunta ile kenetlenmişti şimdi

Fakat ne mümkündü ona bir çizik dahi atmak!

Yine de yılmadan tükenmeden savaştı ejderle

Ta ki Beruleth, Forbereth’in üzerine saldırana dek

 

634

Beruleth’in gözü öç hırsıyla dönmüştü

Tek eliyle çarpışıyordu ama gücü büyüktü

Taretarman’ın zehri, altın kalkanı eritmişti

Forbereth böylece İki Kılıç’ı da çekmişti

 

635

Ordenis ve Elibras ile çarpıştı Forbereth

Kara Kral Beruleth’in nefretini püskürterek

Ne var ki Vurivunta böldü bu çarpışmayı

Alevden daha da sıcak ateşini kusarak

 

636

Forbereth İki Kılıç’la engelledi bu alevi

Yüzü ejdere dönükken saldırdı Beruleth yandan

Yaralayamasa da zehrini akıttı Taretarman

Ve sendeledi Forbereth fakat devrilmedi

 

637

O anda saldırdı Dört Komutan Ateşyılanı’na

Elbette işlemedi derisine Hurrquarru’nun silahları

Fakat uçtular yüce gahakinlerle yükseklere

Ve kör ettiler ejderhayı oyarak gözlerini

 

638

Vurivunta acı içinde uluyarak çırpındı

Kanatlarını çırparak uzaklara kaçıştı

Kör ejderha kayboldu ufuklarda

Bir daha gören olmadı onu bu Dünya’da

 

639

Gravur Tul-Nur salladı yeniden asasını

Ve laneti Dört Komutan’dan Parvazaran’a çarptı

Sendeledi gahakinden ve düştü en yükseklerden

Toprağa ulaştığında tüm kemikleri kırıldı

 

640

Zehirlenmiş Forbereth, İki Kılıç’la saldırdı

Beruleth bir kez daha kılıcını kavradı

Ve dedi ki: “Sonun geldi kardeşim!

Bu intikam saatidir! Cesedin ise benimdir!”

 

641

Forbereth sendeleyerek düştü yere

Fakat elleriyle kılıçları sıkı sıkı tuttu

O anda bir el uzanıp aldı götürdü onu

Komutan Tanezuran kurtarmıştı canını

 

642

Böylelikle kaçtı Ak Ahali ve Forbereth Kuzeybatı’ya

Anleban Dağları’nın en derin ve sarp kısımlarına

Forbereth mağlup olmuş, zehirlenmiş ve bitkindi

Tek Kollu Beruleth için ise intikam gecikmişti