(*) Niroth-nin-Holorantum; Holorantum Savaşı


643

Taretarman’ın dokunuşuyla zehirlenmişti Forbereth

Titriyordu ve soluyordu fakat yine de dayanıyordu

Bir ateş gibi yanıyordu tüm bedeni ve ruhu

Dinmiyordu ağrısı ve acısı, yatıyordu öylece

 

644

Etrafında toplanmıştı Gök Çocukları

Ne yapacaklarını bilmeden tartışıyorlardı

Körüklenmişti bu musibetle bütün korkuları

Ve bu zamansız beladan kaygı duyuyorlardı

 

645

Uzun süre titreyerek ateşten ve zehirden

Nihayetinde uykuya daldı Forbereth

Karmaşık zihninde gördüğü alaycı düşlerden

Serin bir gölgelikte buldu kendini bir ormanda

 

646

Karşısında Tuvum vardı, beyazlar içinde

Dedi ki ona “Ey aşkım! Ateşler içindesin!

Damarlarında gezinen nektarım Ivum!

Güç ver sevdiceğime ve al bu buhrandan onu!”

 

647

Forbereth, Tuvum’a doğru ilerlese de

Ve gözyaşları yanaklarından süzülse de

Tuvum giderek uzaklaştı ondan öteye

Ve en sonunda el sallayarak kayboldu

 

648

Forbereth ani bir şekilde uyandı rüyasından

Gök Halkı irkilmişti Forbereth’in doğrulmasıyla

Yeni bir alevle parlıyordu şimdi Forbereth

Saçları sanki bir yanardağın kalbi gibiydi

 

649

Kalktı yattığı yerden Forbereth ulu bir dağ gibi

Ve dedi ki “Hazırlanın ey göğün çocukları!

Savaşa hazırlanın! Kılıçlarınızı kuşanın!

Yaylarınızı gerin! Oklarınızı hazırlayın!


650

Kalkanlarınızı parlatın, miğferlerinizi takın!

Bu dünyanın gördüğü en büyük savaşa gidiyoruz!

Bu dünya bu savaşla şekillenecek ve sarsılacak!

Ve bugün bitmeden, Beruleth’in ordusunu yıkacağız!”

 

651

Gök Çocukları hep bir ağızdan haykırdı

“Forbereth! Forbereth! Kumandanımız Forbereth!”

Ve Forbereth’in dediklerini yaparak hazırlandılar

Hepsi altınlar içine bürünmüştü ve heybetliydi

 

652

O anda yer sarsıldı ve titredi derinlerden

Sonra kara kanatlı iblisler geçti üzerlerinden

Gök Çocukları’nın bir kısmı yaylarına davrandı

Ve varculanın bazılarını vurup yere düşürdü

 

653

Beruleth bütün gücüyle geliyordu bu sefer

Tunguren boşalmıştı, Hangarund titriyordu

Borazanlar öttü, savaş çığlıkları duyuldu

Kara Kral büyük savaşa doğru yürüyordu

 

654

Anleban Dağları’ndan indi Forbereth ve kafile

Bir şimşek gibi hızla izlediler varculayı

Batı’ya doğru uçuyorlardı ve hepsi silahlıydı

Kara kanatlarıyla havayı dövüyorlardı

 

655

Biraz evvel parlayan Güneş’i bulutlar sardı

Bütün Dünya üzerine karanlık bir perde indi

Titredi gökyüzü ve dağlar ve deniz ve orman

Büyük savaş yaklaştıkça kaçışıyordu hayvanlar

 

656

Beruleth koca bir kurtun üzerindeydi

Bu kara kurtun ismi Curthrund idi

Kana susamış ve gözü dönmüştü

Kızıl gözleriyle ölüme susamıştı sanki

 

657

Ve arkasından üç dev geliyordu onun

Devlerin reisi Woro idi ve zalimdi

Beş insan boyundaydı ve dağ gibiydi

Elinde kocaman bir baltası vardı

 

658

Ve ordunun en sonunda Gravur Tul-Nur vardı

Yeni şiazlar toplamıştı ve onlara hükmediyordu

Elinde kara büyüyle bezenmiş asası vardı yine

Ve yine ölüm saçıyordu gittiği her yere

 

659

Beruleth’in düşüncesine göre kardeşi Forbereth

Batı’ya gitmeye devam edecekti korkuyla kaçarak

Bu yüzden önünü kesmek için Işık Lordu’nun

Anleban’ın batısındaki geniş Holorantum’a geldi

 

660

Holorantum bu Dünya’nın en geniş ovasıydı

Üzerinde yetişen türlü otlar ve çiçekler vardı

Ezip geçti Kara Kral’ın ordusu hepsini

Ve Forbereth’i savaşa çağırdı borazanlarıyla

 

661

Forbereth ve kafilesi zaten hazırlanmıştı savaşa

Üstelik inmişlerdi Anleban’dan varculayı avlamaya

Böylelikle Batı’ya doğru yöneldiler, Holorantum’a

Zaman Çağları’nın son harbine, ölüme ve yaşama

 

662

Menilkatar’ın üstündeydi Forbereth, alev gibiydi

Geri kalan dört gahakine binmişti Dört Komutan

Ölen Parvazaran’ın yerini şimdi Darzha almıştı

İlifielin en güçlülerinden biriydi ve hiddetliydi

 

663

Şimşek gibi sürdüler atlarını ve çırptılar kanatlarını

Holorantum’a yığılmış kara bir ordu bekliyordu onları

Beruleth, kara kurdu Curthrund’un üstündeydi

Yanan gözleriyle bakıyordu göğe ve Forbereth’e

 

664

“Gün bu gündür kardeşim!” dedi zalim Beruleth

“Burada yaşamın sonu gelecek ve ölüm varacak sana!

Bir ateş yutacak Dünya’yı ve bütün mahluklar yanacak!

Ve sen Forbereth, kardeşim, sen bütün bunları izleyeceksin!”

 

665

Forbereth yıldırım ve şimşek gibi ilerledi Beruleth’e

Dedi ki “Ey Kara Kral! Yargının kesin sonucundan kaçtın!

Fakat bugün burada sen ve bütün habis ruhların

Kıvranarak can vereceksiniz, Işık’ın ellerinde!”

 

666

Böylelikle başladı Niroth-Nin-Holorantum

Daha evvel hiç görülmemiş bir savaştı bu

Holorantum Ovası sanki mahşer yeriydi

Karanlık ve ışık ilk kez bu kadar belirgindi

 

667

Menilkatar ile koştu Forbereth savaş alanına

Arkasından Dört Komutan geldi gahakinlerle

Varcula sanki bir sinek ordusu gibi toplandı

Ve saldırdı üstüne ak, gümüş, altın kanatların

 

668

Forbereth Menilatar’dan indi ve çekti kılıçları

Beruleth de elinde Taretarman’la Curthrund’un üstünde

Ve Forbereth koştu ileriye, ışığı Ordenis’i yakarak

Ve boğuştu karanlık kurtla ve sahibiyle

 

669

Curthrund kolay pes etmedi öyle

Sivri dişlerini geçirmeye çalıştı

Ama nafile! Forbereth üstündü

Karşılık verdi Ordenis Günkeseriyle

 

670

Curthrund uluyarak çarpıştı Forbereth ile

Pençeleri ve dişleriyle ve hatta nefesiyle

Fakat ölümcül bir darbe aldı Ordenis’ten

Ve yaşamı boyunca acısını hissetti kılıcın

 

671

Beruleth indi kurdunun üstünden

Ve Taretarman ile saldırdı yeniden

Fakat Forbereth bu kez temkinliydi

Ve paramparça etti bu zehirli silahı

 

672

Beruleth, şimdi kılıçsız kalmıştı yeniden

Fakat Forbereth, Elibras’ı attı önüne

Beruleth şaşkınlık içinde durdu bir an

Sonra tereddüt etmeden aldı Gecekeserini

 

673

Etraflarında dönerken bu devasa savaş

Varcula ve şiazlar saldırırken Gök Halkı’na

Ve yaralanan Curthrund kuduz gibi saldırırken

Dünya üzerinde böyle bir çarpışma hiç görülmedi

 

674

Öyle bir an geldi ki Forbereth ve Beruleth için

Etraflarındaki her şeyi unutup kenetlendiler

Ve her çarpıştığında kılıçlar sarsıldı Dünya

Ve yarıldı yeryüzü bir baştan diğer başa

 

675

Şimdi durmuştu bütün savaş korkmuştu taraflar

Çünkü Forbereth ve Beruleth’in hiddetleri korkunçtu

O gün Gravur Tul-Nur bile titremişti ilk defa

Curthrund uzaklara kaçışmıştı salyalar saçarak

 

676

Forbereth ve Beruleth iki aslan gibi dövüştü

İkisi de birbirine denk ve muazzam güçlüydü

Ordenis ve Elibras kor oldu ilk günlerdeki gibi

Ve her çarpışmada kılıçlardan alevler yükseldi

 

677

Hiçbir taraf araya girmeye cesaret edemedi

Gözü dönmüştü ikisinin de deliler gibi

Ordenis en vahşi alevden de parlaktı şimdi

Elibras ise bir kara delik gibi yutuyordu gölgeyi

 

678

Ve en sonunda hayretler içerisindeyken herkes

Gözleri kör eden bir patlama oldu akkor gibi

Direk bakanlar kör oldu ve bir daha göremediler

Gözlerini sakınanlar sıcağını hiç serinletemediler

 

679

Bir kubbe gibi sardı bu patlama Holorantum’u

Öyle büyük ve şiddetliydi ki göğe kadar vardı

Ve toprağın kendisini eritti sanki bir buz gibi

Sonra bir kuşak oluştu kubbeden, ötelere gitti

 

680

Bu büyük patlamadan sonra ortalık sakinleşti

Gözlerini açmaya ilk cesaret edenler hayret etti

Holorantum ovası geniş ve derin bir çukurdu şimdi

Bu çarpışmanın şiddetiyle Dünya da isyan etti

 

681

Ve hemen gözlerinin önünde ayrıldı kıtalar

Öncelerde tek bir bütün olan Dünya parçalandı

Ve beş ayrı yere doğru yüzdü koca kayalar

Arakand kıtasında vuku buldu bu anlatılanlar

 

682

Forbereth ve Beruleth, ortadan kayboldu

Onları bir daha ne gören ne duyan oldu

Geride birbirine çapraz düşen kılıçlar vardı

Soluk soluk parlıyordu Ordenis ve kara Elibras

 

683

Dünya çok azap çekmişti, bu iki güç ile

Geri kalanlar bir avuç Gök Çocukları ve

Varcula, şiazlar ve üç dev oldu nihayetinde

Ve kudurmuş Curthrund, yoktu görünürlerde

 

684

Her iki taraf da başıboş kalmıştı şimdi

Varcula ile Gök Çocukları, barış ilan etti

Ve sonra ayrıldılar bu koca kraterden

Bir kısmı Doğu’ya gitti bir kısmı Kuzey’e

 

685

Fakat varcula gitmeden evvel bir Yemin etti

Nefretle dolu ve korkunçtu suretleri

Efendileri Vitreyu, sağ kalmıştı bu savaştan

Bu Yemin’i, bütün varcula tekrar etti

 

686

Her ne kadar Vitreyu söyler gibi görünse de

Dağları ve tepeleri inleten bu ses Beruleth’indi

Bunu duyan tüm canlılar korku ile titredi

Bu, Beruleth’in sesinin son yankılanışı idi

 

687

"Gök Halkının kanatları yanıp yok olduğunda

Ve Gökten Gelen Felaket gökyüzünü yırttığında

Ve Varcula İmparatorluğu yükseldiğinde

Güneş kendi alevini yutup söndüğünde

 

688

Toprakların kökünü kazacağım yavaşça

Ve yükseleceğim kirleterek denizleri

Her kıyıdan bir ordu toplayacağım

Ve çürüteceğim yaşamı, dalları ve kökleri"

 

689

Bu sözlerden sonra diğer varcula ile

Tunguren’e geri döndü Kara Vitreyu

Bir daha uzun süre ondan haber gelmedi

Gök Çocukları ise dağılmıştı dört yana şimdi

 

690

Böylece başladı Barış Çağları ve sürdü de

Ordenis’i Gök Çocukları aldı ve sakladı

Elibras’ı da Vitreyu aldı ve gizledi derinlere

Böylelikle İki Kılıç uzun süre kavuşmadı

 

691

Böylelikle bitiyor Ordenis ve Elibras efsanesi

Zaman Kılıçları’nın kadim ve hüzünlü hikayesi

Dünya’yı paramparça eden bir savaşla kayboldu

İki Kılıç’ın kadim ve kudretli efendileri