Kulağımda sesinin kokusunu duyuyorum

Gözlerimde bir çınlama var

Kalıcı değil ya hani

Mutluluk da keder de

Tenimde tadını hissediyorum biten yazın

Gül kokulu bir tarak düşmüş banyoda yere

Evin kedisi küskün vaziyette

Benden uzaklaşınca ölüyorum

Sevgili yeni yaşım! Hiç de hoş gelmedin!

Baksana! Boyası dökülmüş evin.

Örümcek ağı sarınca insanın kursağımı

Yutkununca anılarım soluk borusunda

Yüreğim atıyor göz çukurumda

Saçlarım akşam olduğunu haber veriyor

Çocukluğum işten geliyor

Artık güneşlikleri indirmenin vakti diye

Dışarıdan içi ışıltılı beyaz perdeler iniyor

Çam ağacı süslemeli miyim?

Kar taneleri toprakta duvak olmak üzere

Birtakım hazırlıklar güdüyor, eminim!

Bahçe kilidi paslanırken yaşımla beraber

Yutkunurken ömrümde pencereler

Ağustos böceği...

Görmesin dün akşamı

Yoksa sonbaharı da bekler


Bilmiyordum...

En güçlü fırtınaların

Okyanusların ortasında estiğini

Artık yazmak için bir dişin yetmeyeceğini

Ki zaten ilkokul öğretmenim çekti onu da

Yastığımın altına koyunca öyle

Bugün yaşlanacağımı duydum.