Sabahı nefes vermiş geceden selam yollar zaman
Sarılmaktan da incinir gülden taneler
Kış gelmeden evvel güzel şarkılar söyler
Küpe olsun kulağıma, yakıştı...
Hazanla saklambaç oynuyor
Yağmak bilmeyen kır saçlı yağmurlar
Kağıtların veda busesi durulmuyor
Gözümün kanını içiyorlar
Sisli hava gelmeden gizi düşmüş ...
Beşinci kat 906 numaralı odanın sırrında
Kâbusun sevdasına düşmüş oraklar
Başını çeker gündüzlerin, zifiri aydınlıklar
Geceden evvel sönmeyen mumda
Namaz...
Utangaç yıldız tokadan düşercesine
Görünmediğini zanneder de
Gözlerini kısar, tahminleriyse delicesine
Seyredip daldığım yıldız
Şimdi burnumun ucundan da...
Utancından toprağa düşmeyen yıldırımların selamından daha gürültülüsün
Ağzının içinde hangi denizin gemileri batmışsa
Unut artık kalmadı susuzluktan eser f...
Solu sonu belli olmayan ve kırık bir gün doğumundan yeni kaçabilmiş vedalardan daha taze ne kokar ki? Metal sandığın üzerinde birini koklarken o koku duyulur...
İçime sinmeyen yaşantımın bir satırından daha eksildim
Tenimin kırışıklığına bir halka daha eklerken saatler
Belki de bu yaşımda son bir defa güneşi sevdiğ...
Bazı olalı değişir pencereler
Sözler olur bazı
Pencerelerin yüzünden düşen bin parça
Gerçeklere sağır gözler
Gerekçelere döker akçeler
En nihayeti tanel...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok