öyle sıkılmışız ki her şeyden, gırtlağımızı sıkıyor herkes...

bir bir terk ediyoruz ne varsa.

önce sen bırakıyorsun beni,

sonra ben kendimi...

kendimizden gidiyoruz, hiç yaşamamışçasına...

benim kal diyesim yok, senin durasın.

desem bile

öyle işte...


çok şey istemiyorum senden,

dilinde büyümüş, dudaklarının tuzuyla tatlanmış

bir avuç kelime bırak bana.

elbet gidecektin.

şimdi gidiyorsun benden.

sonra ben gideceğim...

gölgenin arkasında saklanasım var.

elimde bir bavul, içinde anılar.

gelme desen bile durmayacağım.

dursam bile,

öyle işte...


nasıl desem.

içimde beni susturan anılar,

seni düşününce hep, bir kaç düğüm atıyor boğazıma.

biliyorum;

konuşsam bile duymayacaksın.

önce sen unutuyorsun beni,

sonra ben.

ama gözümde varken gözlerin.

bakmasam bile

öyle işte...