Havada poşet gibi savruluyor bu kuşlar
Yerde bir gölge gibi salınıyor insanlar
Arayan bulmak için bir varlık emaresi benliklerine
Bir gerçeklik, bir gerçeklik ki kaybolmayan
Varlık ile yokluk arasında
Düşen kör kuyulara kaybedenler var kendilerini
Bu arzı zeminde bir karşılığı olmayanlar var
Her şey ya hayaldir ya yok
Sadırlarında hissiyat nazarından bulanık sahneler
Sesleniş uzaklardan, yankı yankı silinen bir seda
Belli belirsiz duyulur gibi
Ne duydular bu alemi derinlerden
Ne de kurtulabildiler kelepçelerinden
Düşüyor musun sen de uçurumlardan?
Ben uykularımda hep bir düşüş halindeyim
Ama asla o sert zemine toslamayan bir düşüş
İşte onlar da öyle.
Ne dipdiri bir tecessüsle durur karşılarında.
Vurur rıhtımına dalgalar sesi duyulur
Ama ıslanmaz taşlar
Ne var gibiyiz ne yok.
Ama bu acılar, bunlar yok olamazlar
Mutluluklar silinebilir satırlarım arasından
Kayabilir avuçlarımdan
Fakat bu girdap, bu engin asumanların tezadı
Derin iniltilerin cerihasını bırakır
Değil ki bedenlere, ruhlara.
Bir an gelip bir an giden şuurlara