Bütün insanlar özgür,

Bu yüzden kimse özgür değil.


Ettiğin küfür, tanımadığım insan,

Tam 5 yaşında dolandı ağzıma,

Benden asırlar önce yaşamış mucit,

Yaptığın şarap, yemekler, peynir,

Bana sevmeyi öğretti ağzımla,

Ancak çizdiğin sınırlarla,

Annemin beni beslediği gibi,

Beslendim ve onu doğru bildim,

Özgür değilim çünkü,

Bunları bana babam öğretti,

Babam özgürdü,

Eğer onunda bir babası olmasaydı,

Sevilmeyen birinden sevmeyi öğrendim,

O özgürdü, gözlerimde,

Onu sevmeyen insanlar olduğunu öğrenene kadar,

Onu sevmeyen insanlar özgürdü,

Onlara sevgiyi öğreten insanlar olmasaydı.

Tanrı özgür.

Tabii onu hiçbir kimse yaratmadıysa,

Bizde özgür olabilirdik,

Bizi tanrı yaratmasaydı.


Ellerim böyle yonttu ahşapı,

Bunu bana bir marangoz gösterdi,

Ustası nasıl tutulacağını göstermeseydi,

Bir keskinin, özgür olurdu tüm marangozlar.


Şairlerde özgür olabilirlerdi!

Hiç şarkı dinlememiş,

Hiç acıyı tatmamış,

Güzelliği görmemiş,

Aşkı öğrenmemiş,

Elbette şiir okumamış olsalardı.


Özgür olabilirdim,

Doğmamış olsaydım!

Özgür olabilirdim,

Ölecek olmasaydım!


Şimdi sus ve dinle,

Sessiz ve sakin bir dille,

Özgür değilsin,

İplerin binlerce insanın elinde,

Onların ipleri de başka insanların,

En tepede de tanrı varsa,

Buraya kadar işte,

Kırmızı ipler, getirir seni tanrıya,

Kırmızı ip özgürlük çorabına aitse,

Tanrıya doğru,

Ölüme doğru,

Gelir gerisi çorap söküğü gibi,

Ancak unutma.


Tüm insanlar özgür,

Bu yüzden hiçbir insan,

Ne yazık ki değil özgür!