Kuzgun bir burun ucu, uçsuz zaman bucağında. Benim önsözüm hangi ebeveynimin istemeyerek giydiği bir sırtsız kabanın iç cebinde unutulduğu için yıkanmış, yıkanmış da tortop olmuş, tortop olmuş da üzerindeki yazılar silinmiş, silinmiş de kimsenin okuyamadığı kaygı bozukluğu teşhisine dönüşmüş. Kadavramın bir eğitim araştırma hastanesinden reddedildiği bir gelecek zaman ekinde ayak burkulması bazılarımıza altın tepkide vurulur. Kavram kargaşasından karkas karganın kadrajsız kavgasına kadar kalas biçtiysem kendime, kasnağımdan. Benim bu beynimin dağılan köşesi, sehpasız bir teferruat. Numuneden bir kafatası, ihmal etme ilhamına bir ihtimal mi aşılar? Uzanıp uzanıp uzandıkça daha da uzağa giden bir kül izinin izinden ben 5 kez siyahım. Buruşukluğun kumaşında var bu asalak asalet. Badem acıttı bakışlarını madem, beni bu evrenin önündeki çarpma işaretiyle silin, kırmızı kalemin ayının ikinci mevsiminde.