Unutmak dünleri sanma kolaydır,
Varlığın çürüyorsa bir ekranda,
Dostların yoksa amma olaydır,
Çevrelenmişsen tek bi odayla.
Gerek midir? İnsanoğlu sermeli yeteneğini
Gerek midir İnsanoğlu sermeli servetini,
Tonlarca bilgiler tüplerle zihinde,
Teşebbüs yoksa çalmaya,
Brütüs gelmiyorsa almaya,
Değer vermiyorsa hırsız ismine,
Söyle bana, ölmek için gerek var mı bir bahaneye?
Bir heykelden farksız,
Kımıldamaz hislerim,
Kımıldar da ellerim,
Yaşarım yaşamsız.
Fizan'a kadar duasız.
(Uçuk bir hülyanın, uzak bir rüyasında, yazmıştım 2018 yazında sevdiğim insanlara.)
-----
Küstürdüler hayalime kendime
Hayat çarkıma çomak soktular.
Kesip attılar hırçınca kaderimi,
Kırdılar kaygımı kement vurdular.
Karışmıştır artık hüzün ve haz
Narin gururumun kuyusunu kaz
Geçmiyor artık sözüm kimseye naz
Kambur kabusuma kepenk attılar.
Öksüzüm öfkem çocuklar kadardır,
Öcüm kelebeliğin ömrü kadardır.
Ufkum kararmış kisli bir dumandır.
Düş bahçemin kökünü kurutullar.
————
Hissettim derinden esrikliğini tarihin,
Sevgi, dostluk, hüzün ve esmeyen talihi
Şimdi yapayalnızım, ne esef var ne neşe.
Gördüğüm kayıp surat aynadaki tek çehre.
Ben bir yolcu gemisiydim, mürettebatıydım bütün koltukların.
dostlarım ayrıldı, bulamadım yeni konukları.