Bu sabah en güzel pantolonumu giyesim geldi,

Hatta en rahat ve pahalı ayakkabımı,

Yanlış anlaşılmasın ne pantolon benim ne de ayakkabılar, dayımın hepsi,

Ve yine yanlış anlaşılmasın okulum da yoktu,

Dışarı çıkacak halim de yoktu,

İştahsız mutlu uyanabiliyormuş biri ama biri olmadan içilen bira da birader ama bir yere kadar be bre.

Çocukken mahalleden bi' arkadaşım sevdiği kıza açılmaya giderken en iyi çoraplarını giyeceğinden bahsetmişti.

Küçüktük, çocukluk için bile küçüktüm ben ama.

Üzerinde bayağı durmuştu çorapların öneminden.

Bol paçalı kotundan siyah, ucuz çoraplarının gözükmesini istemiyordu.

En güzel çorapları da işe yaramamıştı.

Bense burada en güzel pantolonumla evrendeki en güzel şeyi bekliyorum,

Nebulaların gebe olduğu güneşlerden daha parlak gülüşlere gebe sevdiğimi.

Kazım'dı adı arkadaşımın.

Şimdi arayıp demek gerek,

Olay çorapta değil dostum,

Pantolonda!