Her şeyi biliyorum. Hissediyorum içimde her şeyi. Ne zor bir sey olduğunu da biliyorum. Kendin olabilmek artık çok zorken varmak istediğin bir yerinin olmayışı, yorulmuşluğun içinde birikedursun ama senin dinlenecek bir yerinin olmayışı, çığlık atsan dahi duyulmayışı. Zor geldiğinde kaçıyorsun. Artık anlattıklarım bir yere varmıyor. Sanki görünmezim ve duyulmazım bu kalabalıklarda bile. Bütün karanlıkların beni sarmasına öylece izin verdim. Cünkü çok yorgunum. Ufacık kaoslarla bile baş edemeyecek kadar yıprandım ve eskidim artık. Beni kimse sevmiyordu, istemiyordu, katlanamıyordu bir dakikalığına bile. Sesim rahatsız ediyordu kulakları her konuştuğumda. Sözlerim bıçak gibi kesiyordu birinin kalbini. O yüzden bir yorumum olmayacak sizin mutsuzluklarınıza. Sizin çığlıklarınızı da ben duymuyorum uzun zamandır. Hayatla bağımı kestim bir nevi. Kulaklarım kuşları, arıları, sinekleri ve hatta karıncaları dahi duyuyor. Öylesine yokum ki kelebekler konuyor üstüme. Gelip kulağıma fısıldıyor duyuyorum onu bile. Sizlere sağırım uzun zamandan beri. Beni yordunuz ama siz buydunuz ben çok büyütmüşüm gözümde artık yapmıyorum hiçbir kere. Umudum da yok beni sevmenize. Sevemezsiniz zaten beni. Buna artık bir kapı bulamazsınız. Haberiniz bile yok ama kaybettiniz beni. Belki kalbinizde bana bir ışık yanar diye gülmeyeceğim yüzlerinize. Çünkü bir formül buldum, bir hile. İnsanın seveni ve sevdiği olmadığında dünyayı görüyor oluşu beni cezbetti bile. Rüzgarı hissediyor oluşum kimsesizliğimde. Şeytanlarım çoğalıyor dizelerimde. Hepsi sağımda, solumda, önümde. Benim layık olduğum yer kendi yarattığım dünyamda. Soluk mevsimim, karanlık güneşim, pasparlak ay ışığım, bahçemde dikenli otlarım. Bir de kuşların çarparak öldüğü duvarlarım. Beni böylece bıraktığınız için minnettarım. Beni hiç görmediğiniz için teşekkür ederim. Hiç sarmadığınız ve hiç almadığınız için de..
Artık yorulacak meşgalelerim yok kafamın içinde. Fırtınalar kopmuyor hiçbir yerimde. Sadece izliyorum uzakları, dinliyorum şarkıları yüksek sesli. Ölümden korkmuyorum yaşamaktan da. Sizden korkuyordum, sizin gibi olmaktan, beni dönüştürmenizden. Artık hiç korkum yok hiçbir şeyden. Beni unutmanızı umuyorum ve mümkünse böylece devam etmenizi. Ben sanki hiç olmamışım gibi, gölgeymişim ve gece inince birden karanlığa karışmışım gibi. Sanki ölmüşüm gibi...
Serife usta
2020-08-25T18:24:37+03:00Cok teşekkür ederim :) hislerim anlaşılabildiyse ne mutlu
Bektaş Şenel
2020-08-25T18:15:44+03:00Dupduru bir iç dökümü olmuş. Tebrik ederim. Bir kesimin maruz kaldığı hissiyatlar layıkıyla ele alınmış.
Serife usta
2020-08-25T17:55:02+03:00Cok teşekkür ediyorum