temmuzun sonu ağustosun başları

kırk derece

çirkin uyanmış

öğle vakti

boynundaki ter göğsünden akmış

hayal ettiğinden farksız

kutsal bir değere küfür savurup yatağından kalkmış

kahvaltı zamanı

ekmek 7

gündem aynı

işsizlik, zam, bilimum pislik, burjuvanın lağım kokan ağzı...

midesinde de kramplar varmış

oturmuş masaya iki şeker atmış

yavaş yavaş içmiş yine de ter basmış

iki lokma ekmek, biraz iç sıkıntısı...

dayanamamış daha fazla aniden sofradan kalkmış

macit yorgun, macit hasta belki de macit kendisi bile değil

çünkü macit işçi

sabah altı akşam altı zar zor asgari

kazandığı anca boğazına denk

ne olacak gezeceği, yiyeceği, içeceği...

yumruğunu sıkınca bile vücudunda ağrı, sızı

o kadar ki çalışmış

ama yine delik cebi

öfkesi gözlerinde ışıldıyor

beş para etmiyormuş alnının teri

macit artık farkında ve daha bilinçli

katbekat artıyor sınıfının kini