Bir odadayım, oda ki ne oda

Dünyada değil gibi karanlık

Işıkları açmak içeriyi aydınlatmaya yetmiyor

Dünden beri bir kelebek çırpınıyor perdenin dibinde

Pencereler açık

Çok konuştum, çok rica ettim

Ben'ce bilmiyor

Dışarı çıkmıyor

Çırpınıyor öyle

Bulamıyor pencere boşluğunu


Yatağa oturdum

Kendiliğinden yandı sanki bir tütün

Fikrini sorsalar tam da o an yanmak isteyecek

Bir avuç tütün


Zihnimde bir kuş, aciz, küçük bir kuş

İçinde kaynayıp duran susuzluğa çözüm bulamıyor

Su taşımak için kanat çırpıyor nafile bir yangına

Aciz, küçük bir kuş


Bir karanlık odadayım

Bir sessizlik, bir ses, bir sessizlik, bir ses

Kulak kesilince fark ediyorum

Hayır delirmedim

İyi ki mi, maalesef mi bilemiyorum

Dün bu saatlerde fark ettiğim kelebek

Perde dibinde kanat çırpıyor hala

Bulamıyor pencere boşluğunu


Bir şarkı çalıyor ruhumda

Sonumu tasarlayacak olursam bir gün

Fonda bu şarkı çalmalı diyorum

Bakışlarımla odayı, gördüklerimle dünyayı kurcalıyorum

Hafızam gecenin sivri köşelerine çarpa çarpa

kendime getiriyor beni

Kendim ki ne kendim

Hiç insan olmamış kadar yılgın

Hiç yola çıkmamış, hiç yoldan dönmemiş kadar durgun

Hiç sevmemiş, hiç umut eskitmemiş kadar yorgun

Yolun bir yerinden sonra bir şey gelmiyor insanın elinden

Dönemiyor, gidemiyor ve kalamıyor

Kitaplarda pek yazmıyor ama

Son, her zaman durmaktır

Diyorum

Saçmalıyorum belki

Ve artırıyorum

Düşen de duracak elbet, uçan da

Kaçmak falan hepsi hikaye

Felaketi yanlış tanımlıyor uygarlık

Sümerler yazıyı neden buldu sanıyorsunuz?

İleri gitmek, çağı değiştirmek kimin umrundaydı?

Gidemeyenler, kalamayanlar

Durmanın bir yolunu buldular

Yazıyla

Çağlar değişti

Daha neler neler bulundu

Onlar kaldılar orada hala


Ateşi hepimiz biliriz

Peki bir külün çıkardığı sesi kaç kişi duymuştur

Hiç

Ama bir şiiri çok kez okumuşuzdur hepimiz


Yani şimdi böyle konuşuyorum ama

Kim istemez ki umutlu şarkılar dinlemeyi

Kim istemez açık bir pencere bulmayı

Kim kaçıp gitmek istemez ışıksız bir odadan

Duyumsuyorum kelebeğin tavana bıraktığı sesleri

Ne yani, kanat çırpıyor diye

Uçuyor mu şimdi o kelebek?

Peki pencere boşluğunu bulamayan bir kelebeğe

Bir şiir yazılır mı?

Otoriteler ne diyor bu duruma?

Pencere boşluğunu bulamayan bir kelebeğe

Kim şiir yazar?

Cevaplıyorum parmaklarımla:

Evinden yaşama uzanan o boşluğu seçemeyen biri elbet.


Şiir burada biraz duraksıyor

Açılan ışık etrafı görünür kılıyor

Hayır, aydınlatmıyor kesinlikle


Dayanamıyorum bu evde tutsak biri daha olmasına

Sesin geldiği yeri arıyorum

Neredesin kelebek

Bir uğraş, bir hamle

Bir daha, bir daha

Sonunda avuçluyorum kelebeği

Lütfen ölme kelebek

Lütfen ölme

Bak pencere burası, uç artık

Lütfen ölme

Ömrün kısa, burada ölme

Dünya güzel, çiçekler güzel

Kaldıysa hala

O yeşil kırlar güzel

Ben bilemem şimdi adresi

Bana sorma, kelebek olsan sensin

Kendin bulacaksın

Hem

Hiçbir kelebek bir insanın avucunda ölmek istemez

Lütfen ölme

Hayır ben hiç kelebek olmadım

Haddinden fazla insan oldum sadece

Benimle polemiğe girme

Sen kazanır mısın bilmem

Ama ben kaybederim

Uç artık, lütfen ölme



***


Kelebek bir şey söylemez,

Avcumdan kurtulur, önce pencere önündeki mermere konar

Öldüyse düşsün, ölmediyse uçsun diye

Onu elimle iterim dipsiz karanlığa

Kelebek boşlukta kaybolur

Bakışlarım boşlukta kaybolur

Ruhum boşlukta kaybolur

Bir süre sessizlik

Pencere kapanır

Işıklar kapanır

ve bu şiir burada biter artık




Tarih: 4 Haziran 2020

Yirmi sekiz olmama on iki gün kala

Saat: 04:41


Kelebekle bizim şarkımız:

Kuan - Ben Değilmişem