Ne çıkar kalbin kurulu düzene karşı çıksa

Ne çıkar tabiatın dili kekeme kalsa


Ve onca aradım seni, mektuplarla aradım

İncir ağaçları penceresiz kentleri bekledi

Kış gitmedi sırtımdan, dudaklarımdan

Bir kışı daha ceketimden yıkayıp çıkaramadım


Kör bir kaptanı martılar güder

Kentler filizlenir denizlerde

Birkaç kış daha ayağımız uzanmaz hiçbir yere

Sarıl üşümüşlüğümüze


İsa’dan beri ölümü yenmişliğim

Ölümle sevişmişliğim

Penceresiz kentlerin hudutsuz yalnızlığı

Ve öylece yanılgılarımız

Satın alınmış bir yeninin

Eski bir yanılgısı

Bir farkına varışın ilk sancısıyım en eskitilemeyen yerinde