Sevgili Meryem Anne,

Bugün rüyamda seni gördüm. Çıplak etinle, dolgun vücudunla yatağımda uzanıyordun. Tanrı'nın beni saklamak için astırdığı örtülerin arasında, masumiyetten uzak… Gözlerin tavanda bir şeyler arıyor gibiydi. Dudaklarını ısırıyordun, her ne görüyorsan ve üzerinden çekmiyordun elini. Biri meme ucunu sıkıyordu beceriksiz, hırçın, sen sertçe vajinanı tutuyordun, sıkıca kapanmıştı parmakların. Yüzünde kara maskeler olan onlarcası vardı etrafında. Kimisi sinek kadar küçük, durmadan tavaf ediyor, kimi insan boyutunda, yanında uzanmış, seni izliyordu. Biri diğer memenden kaldırmıyordu kafasını, memen sanki kara bir çarşafla örtünmüş gibiydi.

Anneciğim,

Tanrı’nın yasakları için gençtin. Baba ocağında yanıyor kardeşlerin ve annen, Azrail’i gördü insan. Sense bahçedeki bir ayağı kırık sedire uzanıp bir dizini sarkıtmış, evden yükselen dumanları seyrediyordun. Baban korkmuş suretlerin arasından feryat ederek eve koşuyordu. Elinden savrulan balta, ayağını teğet geçip sürüklendi bir süre. Bu ateşten günde fazla şanslıydın veya Tanrı izliyordu, bilmiyorum. Her şey seni teğet geçmişti; ölüm, boğulma, acı... Bir ufak kesik bile seni teğet geçmişti. Soluk dudakların dua okuyor gibi kıpırdanıp duruyordu. Bir şarkı uydurdun, biliyorum, babam beni çağırırdı ve ayakların çoktan başlamış olurdu ritim tutmaya. Kim diye bakmadan canın ne istiyorsa onu söylerdin, hiçbir sesleniş senden önemli olamazdı sanki. Hep senin kadar cesur olmak istedim.

Tanrı’nın bakire gelini,

Babamın gözleri değilmiş, anladım. O izleyiciydi, sense karşılık verdin. Sedirde uzanmış, gürültüye kayıtsız, saçlarını doluyordun parmaklarına. Baban bağırıyordu:

—Meryem kalk! Annen.

Evi ve oğulları… Gökle ilgileniyorum baba, dedin belki bir dizede. Kara dumanlar üzerinizi kaplamıştı, Tanrı’nın çağrısını işittin. "Meryem," demişti sana "Benim kutsal gelinim." Ve birkaç yüzü peçeli, bedeni ışıktan melek; tepeden sedirin etrafına düşmüştü. Gelini aşkla gözlemişlerdi. Meryem bulutlardan çekti yüzünü, saçlarıyla oynamayı bıraktı.

Anne,

Bugün rüyamı anlatmam yasak. Aylardır rüyalarımı sadece seninle paylaşıyorum. Babam beni çağırıyor. Ve sen şarkı söylüyorsun, sedirde uydurduğunu... Duyabiliyorum. Umarsız, çocuk bir sesin mırıldanışı bu:


Gizli bir hazin imiş,

Kapalı bırak ve kucağıma gel,

Doğurduğuma gökteki bakacak,

O...