dizlerinden yontulma bir yastık arıyor hep
açık bırakırsan kitabı, harf şarampole sürecektir yükünü
bitişin görkemsiz maceralarıyla, kara deliklerle, uzayla ve havale geçiren gelinle
cilalı Cadillac'ın parıltısında mutsuz, mahmur, uzağı gözleyen bakışla
bir sonun hapsinde, teslimin girdabından kaçmak için
bir piyano çiselemesi gibi yumuşak çığlığa
atmosfere sürecektir, ölümün çekiminden kaçmaya, ışıldayarak un ufak olmayan
bağlı göz göğün rengine inanır ama, körebe oynarken yakaladığı bulutun beyaz yalanı tesir eder kokain gibi
heykeltıraşın öperek şekil verdiği gök sana tanrıyı ve maviyi vermez,
siyahı tanıyınca hep cevapsız olanın boşluk rengini sen boyarsın
ayaklarına tüm dünyayı bağlayıp seni attıkları okyanusta vermez maviyi, oksijeni ya da bir balıkla göz göze gelmeyi
derininde yumuşak bir bitişe sürecek bir şarampol arar teslimiyet
ölümün çekiminden kaçmaya, ışıldayarak un ufak olmaya
manayla beraber dizlerinden yaratılmış bir yunusa serptiğim kınımdaki sümbül
körebe oynarken yakaladığı bulutun beyaz yalanı tesir eder kokain gibi
ve sahnede nifağın halüsinasyonu, pişman oluşun girdabından kaçmak için, overdose
uslu iklimlerde dizlerinden örülmüş ilkbahar yastıklar arıyor hep
hançerle ağaca oyduğu bir baş harf kaçmış mavisinden kabuk tutuşa
yaraladığım ağaca boynunda astığım gizli özne
dizlerinden yaratılan bir yastığa yaslanmış gibi huzurlu ve nefessiz
bakış dik bir yamacın derinine sürecektir yükünü havale geçiren gelinle el ele
bir piyano çiselemesiyle yumuşak vedaya, ışıldayarak un ufak olmaya