Gün yetmedi / sen her şeyin kısacık olmasıyla kavga ettin.

Bir gün olur birbirimizi zamanlardan kurtaramayız, 

artık batan güneşlerden hesap sorma.


ben sen- yeni bir gün görmeden bile dünya ile kavgalıydım,

bu hiçliğin içinde debelenip duran da benim.

en başında elimde olmayan şeyler için telaşlanırdım.

ne eksik ne de fazla, senin kadar heyecanlıydım.

 

biraz inat edersem bir sürü sarı sıcak günler görecektim,

şimdi kısa bir kibrit çöpü gibi kendimi bir kaldırıma bıraktım.

Yeni yetmeliğimi- o göğüs kafesimde çırpınıp duran sisi bilebilecek misin? 

 

çok uzak uğruna ayağa kalkmanın bile gerekmediği çeyrek asır,

 ben öylece beklerim, ikisi de aynı şey sonuçta.

 beklemek ve hızla günlerden geçip gitmenin vardığı yer aynı.

 

 Güçlü bir kadın büyütürüm, kendi çocukluğumun karşısında iki büklüm olur.

 

bir geçmişin kokularını hapsettiğin kutun oldu mu hiç senin? 

Bu kadar acelen olmasaydı önce bunları konuşurduk.

plastik saatler, sargılı şekerler, hiç gidilmeyecek yerlerin yol kitapçıkları

içinin karanlığını taşıyabilir miydin bu gecenin içine? 

kaçmadan-geceyle kavgaya tutuşmadan.

bunca acelen nereye varacak?

ben de çok aceleciydim, 

bir nefesi bırakana kadar oradan oraya tüm bu doğanın ne müthiş olduğundan bahsederdim.

 

 durmadan genişleyen sessizliğinde beni izliyorsun.

altında ezildiğim savaşılmış dağlara mı benziyorsun günden güne?

 

gelecek önünde renkleri patlayan flaşlar gibi parlayıp sönüyor, anlıyorum.

ortada bir soru yok ve cevap da aramıyorsun zaten,

umut dolu olduğunda insanın yarı körleşmesi tam da bu yüzden,

bir çift güvercin evinin penceresine konsa bitmeyen bir şarkı söylersin.

 

Sana sonu gelmeyen sular gibi bu yüzden mi çekiliyorum?

sana bakınca hayatın devam edebileceğini mi düşlüyorum ben.

 

şimdi soruların ötesindesin, evet! ama bir gün, 

bir yer seçmiş olacaksın kendine: ya eş değerleriyle çok yakın

ya da yeni bir yol için çok geç. 

hem sonra senin de gecelerine durmayacak mı?

bir yitişi belki benden bile derin hissedersin.

birbirine kavgalı üç beş his!

-hepsi bu kadar-


birbirini tam da isteyerek yarım bırakmış bunca insan.